Bölüm 3 : Yeni Bir Hayat

53.3K 4.5K 319
                                    

Selamlar.... bölümü beklediğinizi biliyorum, Serçe bitince rahatlarız demiştim ama sanırım en iyi rahatlama Vazgeçme Benden bitince olacak. Çok fazla uzatmayacağım zaten. Çok çok yoğunum arkadaşlar ve bölümler geç gelebilir öncelikle uyarmak istiyorum. Çok çok geç gelebilir. Kısmet..elimden geleni yapacağım. İyi okumalar.. hatalarım olmuşsa affoluna.. hızlı hızlı yazdığım için kelimeler yanlış yazılmış oluyor bazen..yorumlarınızı bekliyorum.. 

 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

...

"Onunla tanıştım. Ve sen sormadın ama ben yine de söyleyeyim. İyi görünüyordu. Onu gördüğümde üstü başı kir içinde küçük bir çocukla oturmuş pasta yiyordu." Genç kadının sesi bariz bir hayranlıkla doluydu. Kardeşi Devrim ile paylaştıkları evlerindelerdi. Yekta yeni bir otelin açılışı için çok yoğun çalışıyordu ve Armağan onunla çok nadir oturup bir şeyler konuşabiliyordu.

Genç adam çalıştığı bilgisayardan kafasını kaldırdı ve ablasına baktı. Hemen hemen herkese karşı bir duygusuzluğu vardı ama hayatında önemli olan birkaç kişiye karşı zaaf duyuyordu. Bunlardan birisi de ablasıydı. Ablası onun en büyük zaafıydı. 

Armağan akülü sandalyesini çalıştırarak Yekta'ya doğru geldi. Armağan ona eski adıyla seslenmeye devam ediyordu ve Devrim bu konuda ona bir şey diyemiyordu. 

Adını değiştirdiği andan itibaren eski Yekta onun için ölmüştü. O adını bile duymak istemiyordu çünkü o adını kullanan ailesini, eski mutluluk dolu günlerini hatırladıkça kasılıyordu. Elinde olmadan vücudu küçük bir spazm geçiriyordu. 

Ablası Armağan'ı kurtardığı günden beri biraz olsun yaşamak için umudunun kaldığını hissetmişti ama ablası onunla kaldığı anlar boyunca üç kez kendi canına kıymaya kalkmış ve Devrim daha beter bir psikolojinin onu ele geçirdiğini görmüştü. Armağan yaşamak zorunda bıraktıkları hayat yüzünden kendini çok kötü hissediyordu. Bu yüzden ölmeyi çok defa denemesine rağmen bunu başaramamıştı. Yalnızca geçen sene kendini yüksekten aşağıya, Devrim'in gözlerinin önünde bırakmıştı. 

Genç adam kasılarak o anları geri tepmeye çalıştı. Ancak başaramadı. Gece eve geç geleceğini, geç saatlere kadar çalışması gerektiğini ablasına telefonla bildirmişti. Tam da bahsettiği gibi gece on ikide evin bahçesinden içeriye girerken birden yere düşen bir insan fark etmiş ve sonra onun kim olduğunu idrak edince arabayı çalıştırır halde bırakıp çığlık atarak Armağan'ın düştüğü yere koşmuştu.

Ablası o düşüşte ölmemişti ama bacaklarını kaybetmişti. Dizlerinden aşağısı tutmuyordu. Akülü sandalyeye mahkum olmuştu. Fizik tedavi görebilecek olmasına rağmen bunu reddediyordu. 

"O kız çok tatlı birisine benziyor. Muhtemelen bir sokak çocuğunun karnını doyuruyordu."

Devrim ilgisizce elindeki kağıtlara bakarken dün arabasının önüne atlayan ve yaralanan kadını düşündü. Onun nereden çıktığını anlayamamıştı bile. Kuzeni Deniz'i havaalanına bırakmak için yola çıkmışlardı ve normal şartlar altında bu kadar dikkatsiz olmazdı ama o gün kafası yerinde değildi ve o kadını fark etmemişti bile. 

PERİ ve KUZGUNWhere stories live. Discover now