XXIII

1.8K 204 331
                                    


Park Boyeong - Listen to me


Yoonoh ile tanıştığımdan beri zaman algımı kaybetmiştim. Normalde geçmek bilmeyen zaman, o hayatıma girdiğinden itibaren çok hızlı geçmiş, beni şaşkına çevirmişti. Aralık ayının son günüydü. Bir yıl daha akıp gidecekti hayatımdan. Evde oturmuş çayımı içip dışarıdaki kapalı havayı seyrediyordum. Yılın son gününde geçirdiğim yılı düşündüm. İlk başları yine hayatımın her günü gibi sıradan geçmiş olsa da bu yıl başıma çok güzel bir şey daha gelmişti. Kimilerinin yıllarca aradığı insan benim hayatıma gökyüzünden uçup gelmişti sanki. Şansım yavaş yavaş dönüyordu sanırım. Sessiz sokağı izlemeye daldığım sırada telefonuma peş peşe mesaj bildirimleri geldi.

Haewon

Bugün çok işimiz var

15 dakikaya hazır ol

Bak bu gece için planın var mı diye de sormadım

Sadece hazır ol:)

14 dakikan kaldı

Telefonu masaya geri bıraktığım gibi ayağa kalktım. Bitiremediğim çayımı masanın üzerinde soğumaya mahkûm ettim. Odama geçip üzerime boğazlı kazak ve kotumu geçirdim. Son olarak montumu da giyip  boynuma sardığım atkımı kulaklarıma kadar çektiğimde hazırdım. Kapıyı tam açtığım sırada Yoonoh da karşımda bir eli yukarda kapıyı çalmak için hazır bekler şekilde kalmıştı.

"Günaydın." dedi. O da benim gibi atkısını yüzünün yarısına kadar sarmıştı.

Kapıyı arkamdan kapatıp kapıyı kitlerken konuştum. "Saat öğlen iki ama olsun, sana da günaydın Yoonoh. Acaba bugün senin peşinden nerelere sürükleneceğim? Sakin geçen bir günüm olacak mı diye çok merak ediyorum."

"Artık alışman gerek Hae. Her an her şeyi yapabilirim." dedi gülerek. Birlikte merdivenlerden aşağıya indik.

Dışarı çıktığımızda ben otobüs durağının olduğu yola doğru saparken o arkamda kalmış gülerek bana sesleniyordu.

"Otobüsle gitmiyoruz, geri dön Haewon."

Arkama dönüp şaşkın bakışlarımla ona doğru ilerlemeye başladım. "Nereden çıktığını sormayacağım. Hem daha iyi oldu, otobüste çok yoruluyorum ben."

"Yorulduğunu biliyorum. Hem yapacak işlerimiz var. Bugün otobüs avantajlı değil." dedi arabanın kilidini açarken.

İkimiz de arabaya binip ehliyet kemerlerimizi bağladık ve Yoonoh arabayı çalıştırdı.

Ona doğru dönüp konuştum. "Bugün nereye gidiyoruz bakalım?"

"Çok güzel bir yere." dedi. "Çok seveceksin."

Bir süreliğine hakim olan sessizliğimizi Yoonoh bozdu. "Yeni yıl geliyor, heyecanlı mısın?"

Başımı koltuğa doğru daha fazla yasladım konuşmadan önce. "Hayır." dedim. "Sıradan bir takvim yaprağı gibi o da düşüp gidecek ve hiçbir şey değişmeyecek."

"Böyle düşünme Haewon. Kendini sadece günün heyecanına kaptır, diğer insanlar gibi." 

Ailemle yılbaşı gecesi bir yere gitmezdik. Evde oturup televizyon izleyip birbirimize aldığımız hediyeleri verirdik. Her seferinde saat 12 olmadan uyuyakalırdım. Güzel günlerdi. Yaptığımız en basit aktiviteyi bile çok özlüyordum. Benim için yeni yılın gelmesi onları özleyerek geçirdiğim bir yılın daha bitmesi ve yenisinin başlayacak olmasından ibaretti.

Piyanist • Jung JaehyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin