III

2K 239 87
                                    

İlkbahar olmasına rağmen, hava hala buz gibiydi.

Yoldaki izlerden onun nereye gittiğini tahmin etmek çok zordu, özellikle karmakarışık bir ormanın içindeyken. Onu kaybedersem başım belaya girebilirdi ve saraydan atılabilirdim. Belki de öldürülebilirdim. Bu benim ve ailemin sonu olurdu.

"Ne yapıyorsun? Sana beni takip edebilirsin dememiştim."

Sesle başımı yukarı kaldırdığımda, bir ağaç dalına oturduğunu gördüm. Atımı hemen durdurdum. "Sanırım birkaç dakikadır sizden sorumluyum."

"Ne arıyorsun burada?"

"Söyledim ya sizden sorum-" Oturduğu dalda kamburunu düzeltip dikleşti.

"Hayır. Demek istediğim bu sarayda ne yaptığın." Yutkundum.

Beni tanıyor olması?

İmkansız bir ihtimaldi bu.

Öyleyse neden böyle şeyler soruyordu?

"Bir işe ihtiyacım vardı majesteleri. Ben de buraya geldim." Cevabımla güldü. Çantasından bir elma çıkartıp bana attığında atın üstünden düşmek üzereyken de olsa yakaladım. Kendisi için bir tane daha elma çıkarıp ondan bir ısırık aldı.

"Bildiğim kadarıyla ahırda betalar çalıştırılıyor. Alfalar değil." dedi ve huysuzca elmasını tekrar ısırdı.

Ne?

Alfa olduğumu nasıl anlamıştı?

"Merak etme. Kimseye söylemem. Ama bu sarayda alfalara çok ihtiyaç var. Bence konumunu tekrar düşünmelisin."

"Bence gitsek iyi olur, Majesteleri. Yokluğunuz öğretmeniniz tarafından anlaşılacaktır."

İç çekip başını salladı ve olduğu yerden kalktı. O yükseklikte nasıl dengede ve ayakta durmayı başarıyordu, bilmiyordum. Şu an düşse ve yaralansa benden bilinecekti. Daha ufak dallara basa basa aşağıya iniyordu ki-

Tanrım, şom ağzımı açmamıştım bile.

"Ah!"

Hala henüz yere yakın değilken, bastığı dal birden kırılmış ve bir bacağı hala daldayken vücudunun bir kısmı ağaca sürterek aşağıya çakılmıştı. Neyse ki kafası darbe almamıştı. Hemen atımdan inip başını yerden kaldırdım. Gözleri açıktı ama bakışları eskisi gibi değildi.

"Majesteleri?"

"Özür dilerim, Willy. İstemeden oldu." Mırıldanarak söylerken, kollarını beklenmedik bir şekilde omuzlarıma sardı. Onu kucağıma almıştım.

Bu çok...

Garip hissettirmişti.

Ve

Saraydan atılacaktım ve görevimi hala tamamlamamıştım. Yaklaşmamıştım bile. Vücuduna sayılamayacak miktarda kıymık batması dışında, bacağı gerçek bir hasar almış gibi görünüyordu.

my old man is a thief » a/b/oHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin