BÖLÜM 4

685 64 1
                                    

Kyungsoo

Aşk bundan önce hiç tanışmadığım ama peşinden bir fangirl gibi koştuğum histi. Herkesi mutlulukla gülümseten, büyüleyen bu şeyde neydi. Bilmiyordum ama bilmek istiyordum. Sevmek etrafımda gördüğüm kadarıyla güzeldi, ağaçların altında yollarda el ele gezen çiftler gördüğümde sadecee birbirlerini görmeleri dünyadan soyut mutlulukları hoşuma giderdi.

Peki ben ne zaman aşık olacaktım.

‘Merhaba ben yeni komşunuz Chanyeol’

Gece karanlıktan kaçamaz, şeytan günahtan, gökyüzü yıldızdan ve insan insanda aşktan kaçamaz bunu bugün öğrendim.

O, meleksi sesiyle merhaba dedi. Kim olduğunu, nereden geldiğini bilmediğim yabancı. Yüzüne baktığımda bu gün ikinci kez güneş doğdu dünyama.

 Kalbim neden atışını hızlandırdı?! Bu ağzımı yırtacakçasına gülümseme hissi de ne? Hiç görmediğin birinin gözlerine doyamama hissi de nereden çıktı? Kimsin bilmiyorum ama Hoşgeldin dünyama yabancı…

‘Me mer-ha-ba ben şey k-yung-soo’ Kahretsin neden kekeliyorum ben sakin ol güzelce konuş kyunsoo.

‘Galiba yan komşumsun memnun oldum.’ İşte böyle aferin.

‘Bende memnun oldum kyungsoo umarım iyi anlaşırız’

*Sen konuştuktan sonra öyle gülücük bırak ben seninle bir yolunu bulur anlaşırım. Yaa ne diyorum ben hayır yüzüm yanıyo. Çocukları unuttum, dışarda kaldık böyle, neden bana imalı bir şekilde bakıyolar. Neyse içeri girelim yoksa kalp krizi geçireceğim.*

‘E evet hoş geldin. Zaten bundan sonra çok karşılaşırız. İyi günler Chanyeolshi’

‘tabiki de çok karşılaşacağız kyungsooshi, iyi günler.’

Tanrım hemen içeri gidip kapıyı kapatmalıyım.

‘Hadi içeri geçin ne bakıyosunuz öyle.’

Yazar

Sehunla kai az önce neler olduğunu tam olarak anlayamasalarda arkadaşlarının bu şekli onlara komik gelmişti. Onu ilk defa böyle görüyolardı. Sehun montunu çıkarıp koltuğa oturdu. Yüzü kızarmış arkadaşını görünce kahka attı. Kyungsoo onlara şaşı şaşı bakarken Sehun Kaiy le onun taklidini yaptı.

‘o neydi öyle kyungii resmen kekeledin. Çok tatlıydın.Ama yeni komşun taş öyle değil mi’ son kelimeyi imalı söyledi Sehun. Yanında ki Kainin pis bakışlarını bilmeden.

‘Öyle değil mi he he Kyungsoo kyungsooo hey’ Sehun yanıt alamayınca bağırdı.

‘We We Kyungsoo?! Ben sadece sadece.. hem ne yakışıklısı ben gay miyim banane.’

Sehun ve Kai kahkaha attılar. Sehun koltukta yayılarak konuştu.

‘Nerden biliyorsun!? Sen hiç aşık olmadın ki. Seni ilk defa böyle gördüm. Çocukluğumuzdan beri her halini biliyorum ama böyle ilk defa görüyorum. Şu kızarmış yanaklarına bak.’

‘Her neyse bırakın şimdi bunları senin de dediğin gibi ben hiç aşık olmadın o ne nasıl bişey bilmem. Konuyu kapatın.’

Sehunla Kai gece eve dönerlerken hala Endişelendikleri konudan konuştular ama neyseki korktukları gibi bir şey yoktu ortalarda. Belkide ruh başka yerdeydi. Biraz daha rahatladılar.

‘Taş gibi he. Sehun kafana düşsün o taş tamam mı?’ Kai yerde ki taşları tepiklerken söyledi. Elleri arkada bağlı yüzünde kızgın bir ifade vardı.

‘ Aman aman benim sevgilim kıskanmış mı beni. Sadece Kyungsoo’nun ağzından laf almaya çalışıyordum. Benim yeryüzünde ki tek taşım sensin sevgilim.’ Gülerek söyledi Kainin beline sarıldı ve kendine çekti. Birlikte yürümeye devam ettiler.

Gece kyungsoo yine yatakta döndü durdu uyuyamadı. Bu sefer kalbinin gıdıklanma hissiydi uykusuzluk sebebi. Biraz düşündü bu yabancı hissin ne olduğunu, sonra uykuya daldı.

Sabah okula geldiğinde en sevdiği ders Klasik edebiyat  vardı. Kyungsoo bir sıraya oturdu. Kai ve Sehunla konuşurken sınıfa giren kişiyle yeniden heyecanlandı kızardı. Bu ara Menepoza girmiş kadınlar gibi ne zaman yanma hissinin geleceği belli olmuyordu.

‘Yeniden merhaba ben yatay geçişle geldim. Tanıdık yüzler görmek ne güzel. Ne güzel bir tesadüf.’ Chanyeol onların yanına gitti ve söyledi. Kai de Sehun ve kyungsoo gibi şaşkındı ve önce o konuştu.

‘Gerçekten büyük tesadüf Chanyeol shi.’

‘Bursı boş mu boşsa oturabilir miyim?’ Chanyeol kyungsoo ya sordu. Kyungsoo ise şaşkınlığını atlattı yana kaydı.

‘Evet oturabilirsin.Gerçektan güzel tesadüf. Demek sen de edebiyat okuyorsun ders klasik edebiyat.’ Kyungsoo biraz hızlı konuştu ama kekelememesi müthiş birşeydi değil mi.

Hoca derse geldi. Bir süre anlattı ve sonra

‘Çocuklar şimdi okuyacağım şiir’in adı ‘Sojunghan’ (sevgili) kimin yazdığı bilinmiyor ama bu şiiri yazan yazmaya başladığında sevgilisi ile mutluydu sonra ailesi ve çevresinin baskısıyla ayrıldılar öldürüldüler şiir bitmemiş buyüzden.’

‘Sevgilim, en güzel çiçekler nasıl soldular diye düşündüm

İçlerinde oturan seni unutmuşum, Umarım sana aşık olmazlar

Gezmeni istemiyorum çiçeklerin içinde, bulutların altında

Çünkü ben o masum yüzüne vuran güneşi bile kıskanıyorum.

Öldüreceklermiş bizi o caniler, Korkma sevgilim! ..

Sadece bedenimiz kül olacak, aşkımız değil

Ben uzak yola gidecek olan ruhuna sarılacağım, korkma seni bırakmayacağım….

Diye bitiyor gerisi yok.’

VE arkalardan bir ses söyledi.

‘Ben öldüm ve tekrar öldüm, yüzlerce kez ölmem gerekli miydi

Kemiklerimi toza çevirdiler ama ruhumu unuttular

Eğer ruh eritilseydi, Hiç düşünmeden yakarlardı

Benim çoktan gitmiş olan (sojunghan) sevgilimle kovuşmamam için…’

O anda iki kişi şaşkınlık içerisinde 'inanmıyorum!' dedi. Kai' nin şaşkınlığı Kyungsoo ile aynı değildi...

AŞKIN KÜLLERİUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum