BÖLÜM 5

665 65 0
                                    

Kyungsoo

Her zaman insanlardan uzak dururdum. Güvendiğim tek kişi Sehun’du. Bende ki sadece güven problemi değildi, korkuydu. Bu korku sizi bir kaleye hapseder, sürekli yeni duvarlar ördüğünüz bir kale ve bir insan gelir bu kaleyi temelinden yıkıp toz eder. Size yani kalbinize anlamadığınız bir şekilde ulaşır. 

Bu aşktır.

‘Sen bu şiiri şu an mı yazdın!?’ Hocamız hayret ve hayranlık içinde chanyeole baktı. Bende aynı şekilde. Chanyeol gülümsedi ve rahat bir tavırla cevap verdi.

‘ sizce bu şiirin böyle devam etmesinde bir sakınca var mı?’ 

Nasıl bir anda herkesi kendine hayran bırakır? Nasıl kalbimi bu kadar etkiler? Bu hiç adil değil. O orada rahatça oturup konuşurken, benim burada böyle içim içimi yiyerek ve kalp krizi geçirerek durmam hiç adil değil.

….

Dersler bittiğinde bütün gün yanımdan ayrılmayan chanyeol eve birlikte gitmeyi teklif etti. Normal davranmam gerekli. Sonuçta o da ben de erkeğiz değil mi?.

‘Tabi ki gidelim aynı yerde oturuyoruz sonuçta.’

Yazar

‘Kai neyin var bebeğim bugün çok düşüncelisin. Benimle hiç ilgilenmiyorsun.’

‘Sehun ben Chanyeol hakkında kötü şeyler hissediyorum. O O olabilir mi?’

‘kim kim olabilir mi? Chanyeol kim ne demek istiyorsun?’ sehun hızlıca ve meraklı bir halde sordu. Kai sevgilisinin bu kadar şapşal olabilmesine şaşırmayı sonraya bıraktı ve Sehunun önüne geçti. Yüzüne en endişeli ifadesini takınmıştı.

‘O kül diyorum Chanyeol olabilir. Bir anda ortaya çıktı. Kyungsoo’nun yanından ayrılmıyor. Hem ne yatay geçişi hangi okuldan gelmiş belli değil. En büyük soru o şiiri nasıl anında devam ettirdi?’

Sehun sevgilisinin elinden tuttu yolun kenarında ki parka getirdi. Bulduğu ilk banka oturttu. Kendisi de kainin bacakları arasına yüz yüze olacak şekilde eğildi. Ellerini avuçları arasına aldı.

‘Sadece bir tesadüf olamaz mı?.’ Kendisi de söylediğine inanmadı. O da şüphelnmeye başlamıştı.

‘Hem nasıl bizim kyungsooyu bilip gelebilir ki?’

‘Sen bilmiyorsun Sehun bir ruh kurtarıldığında, kurtarıcısıyla bağ kurar. İyi bir ruh teşşekkür amaçlı kötü bir ruh intikam amaçlı.’

‘O zaman iyi bir ruh olmalı çünkü kyungsooya zarar vermedi aksine bugün ders arasında bahçede kyungiye çarpacak bisekletten kurtardı. Film gibi değil mi. Bence tehlike yok. Zaten olursa bu sefer Kyungiimi kesinlikle koruduğumdan emin olacağım.’

Kai sevgilisini çekip yanına oturttu. Başını omuzuna yasladı.

‘Yani sende şüphelendin. Herşey benim hatam sehun. Sizi çağırmak ve seninle oynaşalım derken cırlamak. Benim hatam.’Sehun sevgilisinin çenesineden tutup yüzünü yüzüne yaklaştırdı. Yüzünde yaramaz bir ifade vardı. 

‘Aslında bu benim suçum. Seni oda da sıkıştıran bendim. Peki şimdi bana gitsek ve ben seni yine o günkü gibi sıkıştırsam ama sen cırlamasan ve biz…’

Kai kızardı ve utangaç tavrıyla sevgilisini susturdu.

‘Kyungsoo seninle fazla tanışamadık. Söylesene kimsin? Ne yaparsın? Daha çok tanışmalıyız bence. Hadi bana kahve içmeye gel.’ Dairelerine yaklaşırken chanyeol konuştu.

‘Peki Chanyeolshi.’

‘Lütfen benimle resmi konuşma kyungsoo’

‘O-olur chanyeol. Ben üstümü değiştirip gelirim. Görüşürüz…

Kyungsoo

Bu yollar bu kadar güzel miydi? Bu rengarenk ışıldayan çiçekleri daha önce hiç farketmedim. Hiç bu kadar heyecanlanmadım biri ile yürürken. Bu yabancı benim yanımda yürüyor, beni nasıl etkilediğini bilmeden. O yürüyor ben tamamlıyorum yolları. O konuşuyor, ben ilk defa bu kadar güzel bir şarkı dinliyorum. O otuz iki diş sırıtıyor, dünyanın en iyi ressamının bu kadar güzel resim çizemeyeceğini düşünüyorum. Ben ne yapıyorum?

Zili çaldım. İçeri davet etti. Aman tanrım bu ev çok güzel. Benim ki böyle şık ve sade değil. Neyse bir koltuğa oturdum. Sonra chanyeole baktım. Gerçekten iyi görünüyordu. Boyu uzundu, yüzü, gözleri kulakları bile muhteşemdi. Ama bunlar değildi beni etkileyen. Çözemediğim başka birşeydi bu his. Neyse buna takılmamaya karar verdim. Şu an tek istediğim benim olması.

Yazar

‘Kahveleri getirdim. Al bakalım.’ Chanyeol koltuğa oturdu. Karşısında ki küçük çocuğu süzdü. Aman tanrım bu çocuk çok tatlı, küçük ve gözleri, gözleri neden bu kadar şaşkın bakıyor!? Sanki rahatsızmış gibi. Önemli değil . Çünkü ona sadece teşekkür borcum var ve yardımına ihtiyacım var. Sonra sonra bu güzel pembe dudakları hemde kalp gibi. (Ne diyorum ben?) Bırakıp gideceğim. Chanyeol karşısında diken üstünde oturuyormuş gibi rahatsız çocuğu az çok tanıdı ama kendini anlatmadı. Bunun sırası olmadığını düşündü.

‘ Chanyeol ben bardakları yıkayayım sonra da giderim.’ Kyungsoo bardakları alıp mutfağa gitti.

‘Neden sen yıkayacaksın ben yaparım bırak.’ Chanyeol bardakları elinden almaya çalıştı. Tabi ki bu arada elleri temas etti. Bu temasta sadece kyungsoo afallamadı. İkside bir dakikalık afallama sürecine girdiler. Şimdi uzunboylu kısa boylunun gözlerine takılı kalmıştı. Onunda kalbinde kıpırdanmalar olmuştu ama bunu göz ardı etti. O minseok’u bulmalıydı. 

‘Elime yapışmaz chanyeol’ Sessizliği bozdu kyungsoo kırmızının en koyu tonuna büründü ve musluğu açıp yıkadı bardakları. Chanyeol onun kızardığını farketti. Anlamak istemediği bir şeyi anlamıştı. Ama onunla işi bitene kadar üç maymunu oynamalıydı.

Gün Kyungsoonun eve gitmesiyle onlar için sona erdi. 2 aşık kalp birinin yönü belli, birinin tamamen çıkmaz sokak ne sevdiğini bulmuş, ne sevmediğini bilmiş. 

Bu sonu belli olmayan bir sınavdı. Kimin aşkı galip gelecekti? …

AŞKIN KÜLLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin