? | 15 ※ Crystal Tears

5.1K 657 746
                                    

"Kristal Gözyaşları"

Gözlerimi yavaşça araladığımda, gördüğüm ilk yüz Namjoon'a aitti.

"Ah, Tanrıya şükür! Uyandın!" dedi Namjoon. "Ama... Neden kanın farklı kokuyor?"

Gözlerimi açmış olabilirdim fakat kılımı kıpırdatacak halim yoktu.

"Ne... Oldu?" dedim sesimi zorlayarak.

"Sınavdaki Zycon gerçekti ve seni zehirledi." dedi Namjoon. "Zehir kanına hızlıca karıştığı için doktorlar en fazla birkaç gün yaşayabileceğini söylemişti. Sonra, birden bire boğazındaki tüm morluklar yok oldu. Sanki biri sana güçlü bir iyileşme büyüsü yapmış gibi... Kanının kokusu da değişti."

Anlamsızca etrafıma bakındım. Kim, nasıl beni kurtarabilirdi ki?

"Neyse, bunları daha sonra düşünürüz. Şimdi dinlenip güç toplamalısın." dedi Namjoon elimi tutup sıkarak. Ona gülümsedim ve başımı salladım.

※※※

İki gün boyunca yatakta pineklemenin ardından sonunda toparlanabilmiştim. Doktorlar hızlı iyileşme sürecime anlam verememişti. Kanımdan bir miktar alıp tahlil yapacaklarını söylediler.

Belki de Tanrı'nın sevdiği kuluydum. Sonuçta başladığım görevi bitirmem gerekiyordu.

Saraydan çıkar çıkmaz okula gittim ve koridordaki büyük panoya doğru ilerledim. Yanımdan gelen geçen herkes şaşkınca bana bakıyordu, bu kız nasıl oldu da hayatta kalabildi, der gibiydiler. Ama elbette gelip bana birkaç kelime söylemeye bile çekiniyorlardı.

Panonun olduğu yere varınca sınavdan geçenlerin sıralandığı isim listesinde aşağılara ve ortalara baktım, ama benim ismim yoktu. Ne yani gerçek bir Zycon'la dövüştüm diye beni geçirmemişler miydi?!

"Sana toprağa değil, gökyüzüne bakmanı söylemiştim. Beni hiç dinlemiyorsun."

Çenemdeki parmakların başımı yukarıya doğru kaldırmasıyla, gözlerim sıralamadaki ilk isme kaydı.

1- Shin Heasun
2- Kim Namjoon
3- Park Chanyeol
4- Im Changkyun...

Şaşkınlıkla derin bir nefes verdim ve yanımdaki adama döndüm. "Nasıl?"

Yoongi, dudakları yukarıya doğru kıvrılırken arkasını dönüp ellerini cebine atarak yürümeye başladı. Hızlıca peşinden gittim.

"Hey, bir şey söylesene!"

"Söylenecek ne var? Gerçek bir Zycon'la izakisu olmayışına rağmen gayet iyi dövüştün ve seni birinci yaptılar."

"Neredeyse ölecek olmama rağmen mi?"

Yoongi durup bana döndü. "Evet."

"Nasıl iyileşebildiğim konusunda bir fikrin var mı peki?" dedim kaşlarımı kaldırarak. "Minha beni bir kez ziyaret ettiğini söyledi. Sadece bir kez. Ölebilirdim, Yoongi. Bana veda mı ettin, yoksa... Bir şey mi yaptın? Çünkü beni ayakta gördüğüne hiç şaşırmamış gibisin."

İfadesiz gözlerle bana baktıktan sonra, yürümeye devam etti. "Sen kendi iradenle iyileştin, buna inancım vardı. Bu yüzden şaşırmadım."

Hızlı adımlarına ayak uydurmaya çalışırken kolundan tutarak onu tekrar durdurdum. "Buna inanmamı bekliyor musun gerçekten?"

"Neye istiyorsan ona inan, Heasun." kaşlarını çatarak sert bir tonda konuştu ve kolunu elimden kurtararak hızlıca yürümeye devam etti.

Kafam allak bullak olmuş ve sinirlerim bozulmuştu.

• Are You Human Too? Π Min Yoongi •Where stories live. Discover now