M | 32 ※ The Plan

3K 380 338
                                    

Sabah herkes toplantı odasına toplanmıştı. Bulunduğumuz durumu tartışmak üzere Baş Melek, diğer bazı yetkili Melekler, tüm ilkdoğanlar ve melezler olarak bir araya gelmiştik.

"Aldığımız havadislere göre Zycon ve İblis ittifakı giderek güçleniyor. Her an Güney bölgesine saldırı yapabilirler." dedi Chanwook. "Seçilmiş Olan, ne düşünüyorsun? Böyle bir durumda yapılması gerektiğini düşündüğün şey nedir?"

Herkesin gözleri bana çevrildiğinde, üzerimde garip bir baskı hissettim.

Ah, neyden bahsediyorum ki? O baskı ben doğduğum andan itibaren üzerimdeydi, sadece ben farkında değildim.

Yanımda oturan Yoongi'nin elimi sıktığını hissedince, gerginliğim biraz daha dinmişti. Daima yanımda olduğunu bilmek beni rahatlatıyordu.

"Ülkemizin savaşa karşı hazır olması gerekiyor fakat konsey, bu işi biraz zorlaştırabilir. Özellikle de büyücü konseyi. Biliyorsunuz ki zamanında Meleklere yardım edeceklerine dair söz verip onları yarı yolda bıraktılar ve büyük bir katliama kurban gitmelerine göz yumdular. Halkın bunu öğrenmesini gizlemek için yıllarca Melekleri "Bahsedilmeyen" adı altında eski bir efsane gibi gösterdiler."

Yaşananları tekrar duymak Meleklerin yüzünü asmıştı. Yoongi'nin annesi de buna dahildi.

"Ayrıca şehirde bir hain olduğunu da biliyoruz. Ben sınavdayken içeriye gerçek bir Zycon alınmıştı ve Yoongi olmasaydı az kalsın ölecektim. Bu hainin bir an önce yakalanması gerek, yoksa işler kızışabilir.

Benim önerim, ülke yönetiminde tamamen söz sahibi olmak. Bunun için halkın güvenine ihtiyacım var. Bana güvenmeleri içinse onlara gerçekleri anlatmak zorundayım. Bana inanmalarını sağlamak çok zor olmayacak çünkü sizler canlı kanıt olarak yanımda olacaksınız. Rinish'de mahsur kalmış olan güneyli dostlarımızdan birinin de halka konuşmasını sağlayacağız. Halk büyücü konseyinin gerçek yüzünü görüp, yaklaşmakta olan savaşın farkına vardıktan sonra hazırlanmamız zor olmayacaktır."

"Tek sorun sadece büyücü konseyi değil." dedi Taehyung. "Genel konsey, şehre yarı iblis şahıslar sokmamızdan rahatsızlık duyup, kimileri bize hain muamelesi yapmaya bile çalışabilir. Bu durumda halkın güvenini kaybetme riskimiz de var."

"Ayrıca tüm halkı haberdar etmek de o kadar kolay değil. Sadece şehir merkezinde bile milyonlarca izakisu var." dedi Minha.

"Eğer yeterince iyi bir konuşma yaparsak halkı ikna edebiliriz. Herkesin duyup görmesi içinse, büyüyle tüm televizyonları, internet ağlarını ve radyoları ele geçirip herkesin bizi görüp dinlemesini sağlayabiliriz." dedim.

"Dahiyane!" Jimin parmağını şıklattı. "Fakat halk ikiye bölünürse ne olacak?"

"Evet, bu ihtimali de düşünmek gerek. Aferin lan, kedi olalı bir fare tuttun." dedi Hoseok Jimin'in ensesine vurarak. Jimin dik dik ona baktı ve elini ittirdi.

"Bunun olmaması için, sanırım iblis arkadaşlarımızı ilk başta halka göstermesek daha iyi olur. Öncelikle şu gizli ırklar ve ilkdoğanlar meselesini tamamen anlamalarını sağlamalıyız. Dediğim gibi, yeterince iyi bir konuşma yaparsak halk bizden yana olacaktır. Zaten başka çareleri de yok. Eğer savaşmazlarsa ölecekler."

"Şu Seokjin." dedi Jimin. "O konuda ne yapacağız? Seolrin ısrarla onu kendi tarafımıza çekmemizi istiyor."

Yoongi kaşlarını çattı. "Jin çok tehlikeli. İlk başta alaşağı etmemiz gereken kişi o zaten. İblislerle olan müttefikliğini ve kararlılığını hepimiz gördük. Bizim tarafımıza geçmesi hiç olası görünmüyor."

• Are You Human Too? Π Min Yoongi •Where stories live. Discover now