3. Bölüm

163 16 35
                                    

İçeri girip gizli kapıdan geçtim. Kısa koridorun sonundaki merdivenlerden çıkıp Minseok'un odasına daldım. Beni görünce diğerlerine çıkmalarını işaret etti. Peşlerinden kapıyı kilitlemeyi de ihmal etmedi.

"Seni özlediğimi biliyorsun. Neden geç kaldın?"

"İşlerim vardı."

"Benden habersiz dünyayı kurtarmıyorsun değil mi?"

"Komik olduğunu mu düşünüyorsun Minseok?"

Yavaş adımlarla bana doğru yürüdü. Tam karşımda durup nadiren gördüğüm bir şey hediye etti. Gülümsemesi.. Ona ait olan ve benim en fazla özlediğim şeydi. Çünkü Minseok asla gülmezdi.

"Seni gördüğümde özlemim büyüyor."

"İnsanlık buna aşk diyor."

Beklemediğim bir anda dudaklarıma yapıştı. Tutku ve aşkın bu kadar yoğun olması da bizim gibi bir çift için aykırıydı aslında. Tutku belki ama aşk yanımızdan bile geçmez gibi görünüyordu. Hatta insanların hislerimiz olduğuna asla inanmadıklarını düşünüyordum.

"Burada yalnız değiliz. Kapıdakiler duysun mu istiyorsun?"

"Durmamı mı istiyorsun gerçekten?"

"Eve gidene kadar bekleyemez misin?"

"Deneyeceğim Sehun. Eğer son anda gelmekten vazgeçersen neler olacağını biliyorsun."

"Sende kalacağım. Söz verdim."

Zaman zaman ondan gerçekten beklemeyeceğim şeyler yapıyordu. Bir kez daha şaşkındım. Çünkü Minseok bana sarılıyordu. Kollarını etrafıma sarmış öylece duruyordu. Özleminin büyüdüğünü söylerken ciddi miydi? Gerçekten öyle mi hissediyordu? Buna inanmak bazen benim için bile güçleşiyordu.

"İçeri girebilir miyim?"

Biri kapıyı çalmış, yanıt gelmeyince seslenmişti. Aşkımızı böldüğü için onu öldüresiye dövmek istiyordum. Tabi bunun için cesarete ihtiyacım olduğunu da biliyordum.

"Gelebilirsin."

Minseok yumuşak bir öpücük verip kilidi açtı ve tekrar yerine oturdu.

"Size söylemem gereken bir şey var."

"Nedir?"

"1057'deki çocuk hesabı ödemiyor."

"Kumar oynayan mı?"

"Evet efendim. Üstelik yasakladığımız halde oyun sırasında hap kullanmışlar."

Minseok sessizce gözlerime baktı. Benden ne istediğini biliyordum. Bu işle ben ilgilenecektim.

Yalnızca aşk yaşasak ne olurdu sanki? Bunu içimden resmen haykırıyordum.

"Sen çıkabilirsin."

Adamı gönderdikten sonra tekrar bana döndü.

"Halledersin değil mi?"

"Tamam. Halledeceğim."

"Kaç kişi istiyorsun?"

"Bilmem. Yalnız mı?"

Önündeki bilgisayardan görüntüleri inceleyip bana döndü.

"Üç kişiler."

"Tamam. İki kişi yeterli."

"Ne kadar seksi göründüğün hakkında hiçbir fikrin yok."

Coward ✓Where stories live. Discover now