19. Bölüm

122 13 5
                                    


(1 ay sonra)

Gözlerimi açtığımda Minseok hala uyuyordu. Tam bir tembeldi. Gerçek Minseok böyle miydi gerçekten? Çalışkan Minseok'uma ne olmuştu?

"Uyan Minnie~"

Tek gözünü açıp baktı ve her zamanki gibi hitap şeklimi beğenmediği için arkasını döndü. Üzerinden geçip tekrar yanına yattım. Uyanmak zorundaydı.

"Yaah! Uyan amaa~"

"Bebeğim biraz daha uyumak istiyorum "

"Dergiye gideceğim. Yalnız giderim o zaman."

Kalkıp dolabı açtım ve en sevdiğim kıyafetlerimden birini çıkardım.

"Olmaz. Tek gidemezsin."

"Nedenmiş o?"

"Sevimli bir Sehun'un doğada yalnız başına dolaşması ne kadar tehlikeli biliyor musun sen?!"

"Öyle mi~"

Küçük bir öpücük verip duşa girdi. Ben de o sırada kıyafetlerimi giydim. Dergiye gitmek için hazırdım.

"Salonda beni bekle sevgilim. Eğer evden çıkarsan neler olacağını biliyorsun."

"Sensiz gitmeyeceğim."

Salona geçip televizyonu açtım. Minseok hala takım elbise konusunda ısrarcıydı. Çoğu zaman pantolonun üzerine ceket giyiyordu. En azından bu kadar sporlaştırabilmiştim kıyafetlerini. Çünkü benim yanımda daha erkeksi görünmenin hoşuna gittiğini söylüyordu.

Bundan yana bir şikayetim yoktu. O kıyafetleriyle Minseok fazlasıyla çekiciydi. Gözlerim için harika bir hediyeydi.

"Gidebiliriz."

Dergiye gidene kadar araba kullanan sevgilimi izledim. Bir şeye konsantre olduğunda mimikleri inanılmazdı. Kim bana yanlış yaptığımı söyleyebilir ki? Eğer ona kafa tutmak yerine yaklaşmaya çalışsaydım geçmiş zamanın Lay'i olurdum. Beni fark etmesi için bir şeyler yapmak asla suç sayılmazdı.

Dergiye girerken elimi tutuyordu. Çalışanlarım her şeyi biliyordu. Hatta Minseok seyahat dergisinin başında olmak istediği için bazı çalışanlarım ona işi öğretmeye çalışıyorlardı.

Önümüzdeki ay bir süre dergide olamayacaktık. Bu yüzden daha fazla çalışıyor, işlerin yolunda olduğundan emin olmak istiyorduk. Minseok, evlendikten sonra birkaç ülkeyi dolaşacağımız bir tatil planlıyordu. Ona kalsa 15 ülkelik bir liste yapmıştı. Fakat ben, bir seferde bu kadar çok gezmenin doğru olmayacağını söyleyerek, üçe düşürmeyi başarmıştım.

"Çok kalabalık ve gürültülü.."

Odama girdiğimizde Minseok her zamanki gibi homurdanarak koltuğa yerleşti.

"Her gelişinde bunu söylüyorsun. Evde kalmayı denemelisin."

"Sevimli, seksi ve çalışkan bir nişanlım var. Bunca zaman seni yalnız bırakmış olmam bir mucize. İyi saklanıyordun."

"Ben saklanmıyordum. Beni görmemiş veya tanımamış olman senin suçun."

Masaya oturup gözlerine baktım. Mesajı anlamış olacak ki kalkıp yanıma geldi.

"Ofiste olduğumuzun farkındasın değil mi?"

"Hmhm."

"Çalışanların her an gelebilir."

"Evet~"

"Eve gidelim."

Ufak bir kahkaha atıp masadan indim.

"Tam bir şapşalsın Minseok. Daha yeni geldik."

"Yine mi kandırıldım?"

"Evet~"

"Cidden.."

"Sevgilim, asistanım bizim için kahvaltı siparişi verdi. O yüzden gidemeyiz."

"Kendisi yesin. Bugün izinlisin."

"İzinli?"

"Ben patronun nişanlısı değil miyim?"

"Öylesin."

"O zaman yetkili sayılırım. Bugün sana izin veriyorum."

"Tanrım.. Çok tatlısın!"

Aşk dolu bir öpücük verip elimi tuttu. Asistanıma kartını uzatıp kahvaltı siparişini herkes için vermesini söyledi. Benimle yalnız kalmak için tüm servetini bitirmeyi göze alıyordu demek.

"Minseok!"

"Hm?"

Arabayla eve doğru giderken heyecanla ona baktım.

"Sinemaya gidelim mi?"

"Evde izlesek?"

"Şey.. Tamam.."

"Tanrım.. Somurtmana dayanamıyorum, biliyorsun."

"O zaman?"

"Tamam, gidelim."

"Hem normal sevgililer gibi şeyler yapmamız gerektiğini sen söylemiştin."

"Biz nişanlıyız."

"Nasıl yani? Öyle olunca sevgili gibi olamıyor muyuz yani?"

"Onu demek istemedim bebeğim. Sadece nişanlı olduğumuzu dile getirmek hoşuma gidiyor."

"Tamam~"

Film seçme konusunda neyse ki hiç sorun yaşamıyorduk. Severek izleyeceğimize emin olduğumuz bir filme bilet alıp içeri girdik.

Onunlayken vaktin nasıl geçtiğini anlamıyordum. Minseok gerçekten değişmiyordu. Yalnızca, içinde bir yerlerde saklanan gerçek hisleri de artık onunlaydı. Bana bakışları aynıydı. Hissiz görünen Minseok da bana şimdi yanımda olan Minseok gibi aşıktı. O bunca yıldır her zaman bizimleydi.

Başka bir aileye ihtiyacı yoktu. Başkalarının onu hayatlarına kabul etmesine de.. Ben vardım ve sonsuza kadar ailesi olmaktan vazgeçmeyecektim.

Coward ✓حيث تعيش القصص. اكتشف الآن