27

2.4K 282 360
                                    

Ne zamandır yazmak beklediğim bölümdü...

"Her şey hazır, değil mi? Eksik bir yer yok?" dedi Louis. Oradan oraya koştururken Liam gözlerini devirdi. "Tek eksik Harry. O da gelince tamamız."

Louis tam cevap verecekti ki Niall koşarak yanlarına geldi. "Harry geldi." dedi ve derin bir nefes aldı. "B-Beni bekliyor. İçeri alayım mı onu?"

Louis heyecanlanmıştı. "Evet, evet. Al onu içeri. Sonra da yanımıza gel." dedi. Niall geri koşarak barın girişine ilerledi.

-

"Niall! Kolumu bırakır mısın?! Geliyorum arkandan." dedi sitemli Harry. Sarışın arkadaşı bugün çok heyecanlıydı ve çok mutlu gözüküyordu. Harry'nin tam tersi duyguları hissediyordu.

İsimsiz, yani Harry'nin hoşlandığı ama adını bilmediği çocuk kendisine birkaç gündür yazmıyordu. Harry hep mesaj atsada ya geçiştiriyor ya da hiç yazmıyordu. O yüzden de birkaç gündür morali bozuktu.

Niall'ın çekiştirmesi ile barda olan bir kalabalığa girmişlerdi. Niall, Harry'yi en öne götürdü. "Harry benim küçük bir işim var. Ben gelene kadar en önde dur, tamam mı? Sakın buradan ayrılma." dedi onay beklercesine.

Harry ilk ofladı. "Tamam, Niall. Git işine hallet. Biraz da hızlı ol." dedi. Şu an hiçbir şeye katlanacak değildi. Evine gidip uyumak istiyordu. Mümkünse uzun süre.

Niall gittikten birkaç saniye sonra sahnedeki ışıklar karardı. Bar çok kalabalıktı ve herkes barda olan canlı müzik için heyecanlıydı.

Birkaç hışırtı sesinden sonra ışıklar açıldı. Mavi ve yeşil ışıklar sahneyi aydınlatırlarken Harry gözlerine inanamadı. Louis, Liam, Zayn ve Niall sahnedelerdi. Hatta Niall baterinin başındaydı!

Gözlerini ve ağzını şaşkınlıkla açıp bakarken Louis, Harry'nin bu hâline gülümsedi. Beyaz bir tişört, siyah dizleri yırtık dar pantolon ve kahverengi botlar... Saçları ise uykudan yeni kalkmış gibi karmakarışıktı.

Ama çok sevilesi gözüküyordu.

Louis en öndeki mikrofonun başına geçti. Birkaç ses ayarlamasından sonra gülerek derin bir nefes aldı. "Benim böyle bir şey yapacağımı düşünmezdiniz, değil mi?" dedi.

Seyircilerin hepsi bağırıp alkışlarken Louis biraz utançtan biraz da heyecandan gülümsedi. Kalbi çok hızlı atıyordu. Resmen birazdan kalp krizi geçirecekti.

Boynunda asılı olan gitarını sıkıca tuttu. "Bugün sizleri buraya getirmemin bir sebebi var." dedi. Harry'ye kaçamak bir bakış attı. "Galiba ben aşık oldum."

Hep bir ağızdan şaşkınlık ve küfür sesleri gelirken Louis iki elini kaldırdı ve milleti susturmaya başladı. "Tamam, tamam. Sakin olun. Önce-" diyecekti ki biri yüzünden sesi kesildi. "Yeme lan bizi, Tommo!"

Herkes kahkaha atarken Louis de gülmüştü. "Ben de o konuya gelecektim, Ed." etrafına baktı. "Yalan söylemeyim, beni bilirsiniz çocuklar. Nasıl bir pezevenk olduğumu."

Yine herkes gülerken Harry de kıkırdamaya başlamıştı. Louis, Harry'nin güldüğünü görünce içten bir şekilde gülümsedi. "Ama bir çocuk hayatıma bomba gibi düştü. Beni tamamiyle değiştirdi. Ben, hepinizin o tanıdığı Louis, bir anda değişti."

Bu sefer başka biri bağırdı. "Siktir ordan! Hayatta inanmam!" dedi. Louis bu sefer kahkaha attı. Louis kahkaha atınca herkes kahkaha atmıştı. "Ya," diye başladı. "Hevesimi kırmayın sığırlar. Bu önemli bir mevzu. Yoksa hepinizi çağırıp burada şarkı söylemezdim, değil mi?" dedi.

Valentine // Larry StylinsonWhere stories live. Discover now