15.BÖLÜM

42.8K 2.7K 354
                                    

MİRHAN

Kıskançlık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kıskançlık...

İnsanın doğasında var olan,mideye,beyine,bedene ve kalbe zararı haddinden fazla olan bir duygudur.Kimi zaman insanı çileden çıkarır,kimi zaman salak durumuna düşürür.Aslında psikologlar bunun doğuştan oluşmadığını dışlanmışlığın verdiği bir duygu olduğunu söylüyorlardı lakin niyeyse buna inancım sıfırdı.Hayır yani sonuç olarak dışlanmamıştım  değil mi?.Yoksa haberim yokken dışlanmış mıydım?..Kabul ediyorum Nazlı tarafından dışlanmış,üvey evlat muamelesi görmüş olabilirdim ama hepsi buydu yani..

Bu saçma salak düşünce karşısında ortam müsait olsaydı elbet kahkaha atarak güler,hatta Nazlı ve Mirza'yı  arayıp beni neden dışladıkları ve bu saçma duygu oluşumunu bende yarattıkları için onlara güzel bir nutuk çekerdim fakat bu şu an da en son düşüneceğim şeydi...

Fırat Binbaşı'nın  söyleyişini dinlerken bir anda onun önümden geçmesi ile neye uğradığımı şaşırmıştım.Onu burada beklemiyordum.Lanet olsun onun burada olmak yerine nöbeti devredip evine gitmesi gerekiyordu.

Bu durumdan hiç hoşlanmamıştım.Onca erkeğin gözlerini ona dikmesinden nefret etmiştim.Şuracıkta her birinin gözlerini oyasım gelmişti.Ama en çok da bir sıra arkamda duran Mustafa Astsubayın...Firuze görüş alanına girdiğinden beri ağzı hiç durmuyordu.Sürekli homurdanıyor,o homurdandıkça yumruğu burnunun ortasına geçiresim geliyordu...Çenesini siktiğim yavşak yalaka...

Günün sonunda benimle birlikte yemek yiyecek olması bile şu anda damarlarımda dolaşan öfke'yi dindirmiyordu...

Ben daha düşüncelerimden çıkıp kendime gelememişken onun sesi kulaklarımdan nüfuz ederek yavaş yavaş her bir noktama ilerlemeye başlamıştı.

Hazır kıt'a beklediğimiz için sağa sola dönemiyordum.Gözlerimin gördüğü tek şey doldur boşalt istasyonunda ki mermilerin boşaltıldığı koca bidonlar ve göt kadar delikleriydi.

Konuşma sırası tekrar Fırat Binbaşı'na  geldiğin de artık gözlerim ondan tarafa bakmaktan şaşı olmuş,boynum tutulmuş,gözlerim bulanık görmeye başlamıştı.

Neyse ki bu çok uzun sürmemiş ve tek tek emirleri yerine getirmeye başlamıştık.Önce üç bin metre koşusunu yapmış daha sonrada atışlara geçmiştik.Her zaman olduğu gibi koşuyu en önce tamamlayanlardan biri olmuştum.Her ne kadar soluğu götten alsam da Mustafa Astsubayın benden sonra yarışı tamamladığını gördüğümde buna değdiğini anlamış aynı zamanda çok sevinmiştim.Sıra atışlara geldiğinde de değişen bir şey olmamıştı.İki yüz metre atışları,destekli ve ya desteksiz hepsinde üçte üç yapmanın haklı gururunu yaşıyordum.Aslında bu konularda ne kadar iyi olduğumu Firuze görsün istiyordum ama kadının beni fark ettiğinden bile emin değildim şu an...Askerlerin tepesinde Azrail gibi dikilmiş,işini bitirmek için en ufak hatalarını gözlüyordu.Böyle ne kadar güzel ve nefes kesici olduğunu bilse eminim bu şekilde hareketler sergilemezdi...

Asi AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin