35.BÖLÜM

26.8K 2.1K 142
                                    

"Korkakların ömrü cesurların dedikodusunu yapmakla geçermiş "

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Korkakların ömrü cesurların dedikodusunu yapmakla geçermiş "

Deplasmanda yerin dibine gömülmek nedir diye merak edenlere verilecek en güzel cevap bana yapılan bu zulumdü.

Evet...

Milli olarak itin kıçına sokulmuş durumdaydım.Hemde sevdiceğimin,sevdası cehennem olan kadınımın yanında.

Ömrüm dediğim kadının yanında rezil kepaze olmakta ayrı bir acı veriyormuş insana bunuda an itibarı ile anlamıştım.Vatana millete hayırlı olsun...

***

İç dünyamda ki siktiri boktan,hatta beni yerin dibine sokan düşüncelerimi bir kenara bırakıp karşımda ki adama yine gülümsedim.

Yine diyorum çünkü sürekli mal sırıtmak pek de benlik bir şey değildi.Ama gel gör ki aşk denilen bu illet adamı adamlıktan çıkarıp kılıktan kılığa sokuyordu.

"Cesur insanların korkaklarla işi olmaz efendim."

"Cesursun ama hayatın korkak hareketlerle dolu.Buna ne diyeceksin evlat?"

"Baba..."

Firuze'nin sert ikazına aldırmadan konuşmaya başladım.Madem ki sidik yarıştırır gibi laf yarıştırıyorduk pes eden ben olamayacaktım ve son sözü yine ben söyleyecektim.

"Bu sözleri neye dayanarak söylediğinizi bilirsem ona göre konuşmanın devamını getirebilirim efendim.Zira korkak bir adam olsaydım sevdiğim kadının elinden tutup Babası'nın karşısına dikilmezdim.Ellerim titriyor çünkü elinden tuttuğum kadın benim için son derece önemli biri,dizlerim titriyor çünkü elinden tuttuğum kadın için son derece önemli olan bir insanın karşısına çıkıyorum.Bırakın da bu el,bu ayak,bu diz hatta bu beden titresin efendim"

Elbette sözlerim Bekir Şahin'e hiç etki etmemişti lakin bu durum zerre umurumda değildi.O her şeyi yokuşa sürmeye kararlıysa,ben de bir o kadar onu takip etmekte kararlıydım.

"Babannen sizin için güzel bir sofra kurdu kızım.Geç kalmayalım yoksa burnumuzdan getirir"

İçimde bir yerde çoktan haka dansı yapmaya başlamıştım.Gülmek istiyordum fakat ayıp olacağını bildiğim için sesimi bile çıkarmıyordum.En son lafı ben söylemiştim.Tıpkı kız kardeşim gibi lafın altında kalmamıştım.

Sessizlik içinde geçen bir kaç saniyenin ardından kaldığımız yerden yürümeye devam ettik.Bu süreçte alışkanlık olacak ki gözlerim hep etrafta dolanıyor,olabilecek en kötü senaryo kafamda şekilleniyordu.

Bizde hayat böyle devam ediyordu.Bazı alışkanlıklar hiç değişmiyor,değiştirmek içinde hiç bir çaba göstermiyorduk.

"Araba şu tarafta"

Bekir Şahin otoriter sesi ile sessizliği bıçak gibi bölmüş ve beyaz,eski model bir aracın önünde durmuştu.Eski tip ford'un kasası sağlam duruyordu.Hatta öyle ki en ufak boya,çatlak ve ya her hangi bir çizik bile yoktu.Araba gayet güzel kullanılmıştı.Aslında hiç kullanılmamış desek daha doğru olurdu.Ortada ki tek sorun devasa boyutlarda olan bir insanın bu denli küçük bir arabaya binmesiydi.

Asi AşıkWhere stories live. Discover now