𐌸three𐌸

118 7 0
                                    

*Beyaz bir gülün bile gölgesi siyahtır.*

-Ya, Park JIMIN! Aç şu siktiğimin kapısını!

Koltukta, dirseklerimi dizlerime koymuş, ellerimi saçlarıma geçirmiştim. Bacaklarım titriyordu ve ben engel olamıyordum.

-Onu duymamazlıktan gel, olur mu?

Jimin, salonun koridora açılan kapısını kapatırken, Yoongi'yi duymamak elde değildi.

-Jimin, bence ben gitmeliyim.

Ayaklanmamla, Jimin beni omuzlarımdan tutup koltuğa geri oturtmuştu.

-Hey, biraz sakin olur musun?

Masaya koyduğu kahveyi eline alarak, ikili koltukta yanıma otururken, bana doğru uzattı.

-Nerden biliyordun?!

Sorduğum soru onu şaşırtmışa benziyordu.

-N-neyi?

-Neden bilmemezlikten geliyorsun?

-Harley, ne saçmalıyorsun sen?

Kahveyi almadığımı görünce ortadaki sehpaya sertçe koydu. Ayağa kalktım. Bizi nasıl bulduğunu merak ediyordum.

-Ben mi? Ben mi, saçmalıyorum? O zaman nereden biliyordun böyle bir şey olacağını? Her şeye rağmen neden beni buraya getirirdin? Yoongi'den uzak durmam gerekiyor ve sen gitmeme müsade etmiyor-

Yukardan gelen kırılma sesiyle sözüm yarıda kesilmişti.

-Düşündüğüm şey olmamış olsun.

-N-ne düşünmüştün k-ki?

Jimin'le birbirimize bakarken titremeye başlamıştım, tekrardan.

-Park JIMIN, AĞZINA SIÇMAYA GELİYORUM!

Salonun kapısı sertçe açılmış ve Yoongi sinirli bir şekilde Jimin'e doğru yürümeye başlamıştı.

Jimin kolumdan tutup beni kendine siper ederken olanları anlamaya çalışıyordum.

-Ya, Jimin! Ne yapıyorsun sen!? Arkama saklanman yerine kaçsak ya! Zaten niye beni buraya getirmene izin verdiysem?! Gidiyorum ben!

-Nolur iki dakika şurda dur ya. Genelde hep beni öldürmekten bahsediyor zaten!

-Ned-

Kolumu Jimin'nin elinden kurtarmaya çalışırken Yoongi, yakın bir mesafede durmuş ve kızgın suratından eser kalmamış bir şekilde bize -ya da bana- bakıyordu.

-Harley. Senin...burada ne işin var?

Neden sanki ilk tanıştığımız gün ki katile bakıyormuş gibi hissediyordum?

-Hey! Harley, iyi misin?

Elini, ateşime bakmak için, kaldırdığında bir adım geriye çekildim.

-Uz-uzak dur benden! Yaklaşma!

Suratıma ne olduğunu anlamak için bakarken, o sahneler tek tek aklıma geliyordu.

*Flashback*

-Baba biraz bana güvenir misin? Artık küçük değilim ve kendi başımın çaresine bakabiliyorum. Hem sadece apartmanın karşısındaki markete gideceğim en fazla ne olabilir ki?

Careless ♧ Min YoongiWhere stories live. Discover now