Bölüm 14

2.3K 137 30
                                    

Eve geldiğimizde üstümüzü değiştirip, ben odama jimin de salona geçmişti. Odama girip bilgisayarın başına geçtim ve ilk işim olarak Jimin in babasını araştırmaya başladım.

'Park Dong-Sun(İsmi salladım.) 48 yaşında ünlü bir yazardır. 5 yıldır yazdığı kitaplarla herkesi kendine hayran bırakmıştır. Geçen gün ***** kanalında verdiği röportajda yakın bir zamanda yeni bir kitap geleceğini duyurmuş ve sevenlerini bir kez daha heyecanlandırmıştır. 5 gün sonra Seoul 'de imza günü olacaktır.
[...]

 
Yazıyı okuduktan sonra sevinçle gülümsedim. Fırsat ayağıma gelmişti. Kesinlikle o imza gününe gitmeliydim. İnterrtten hemen 5 gün sonraki imza gününe biletimi aldım. Ve aradığım şeyi bulmanın mutluluğu ile rahatladım ve sandalyeye gelişigüzel yayıldım. O sorada yanıma Jimin geldi.

"Seni bu kadar mutlu eden şey nedir Jungkook Bey?" Diye sordu.

Jiminin bir anda seslenmesiyle irkildim ve ayağımı masaya çarptım. Acıyla inleyince Jimin endişeyle bana bakmaya başladı. Çok güzel yırtmıştım. Şahsen Jimine ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Biraz numara yapmaktan bir şey olmazdı.

"A-ah, Jimin canım çok acıyor bir baksana sanırım ayağım çatladı."

Öyle deyince daha çok panikledi. Yüz ifadesi çok komikti. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

Daha sonra kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başladım.
Jimin bana şaşkın şaşkın bakmaya başladı. Sonra endişeli yüz ifadesi yerini kızgın bir ifadeye bıraktı.

"Jungkook ne kadar korktum haberin varmı?"
Dedi sinirle.

"Jimin tamam kızma ya. Ama gerçekten ayağım acıyor sadece biraz numara yaptım o kadar"

Beni affetmesi için masum ve tatlı bir ifadeyle ona baktım.

"Jungkook bana hiç öyle bakma. Şuan sana çok sinirliyim."

Tanrım. Şimdi gelde bunun tribini çek. Bütün gün boyunca tripmi yiyecektim şimdi ben?

"Jimin tamam yeterki trip atma istediğin her şeyi yaparım. Hadi lütfen"

Jimin in yüz ifadesi sinirli halden sinsi bir sırıtmaya döndü. İşte şimdi sıçmıştım. Hangi akla bedel öyle bir şey dedim ki ben?

"Tamam. Kabul. Bugün ne istersem yapıyorsun?" Dedi.

[...]

"Jungkook benim yorgunluk kahvem nerede?"

Tanrım. Benim ne suçum vardı?

"Tamam Jimin. Getiriyorum."
Dedim. istemeyerek de olsa kahvesini götürdüm.

"Al Jimin kahven."

"Teşekkürler Jungkook. Ha birde ayaklarıma masaj yaparmısın? Sonra güzek bir yemeğe hayır da demem. Birde benim ütülenecek kıyafetlerin vardı onları da ütülersen sevinirim. "

"Tamam Jimin Tamam."

Ayaklarına masaj yapmaya başladım. Sonra yemek hazırladım ve güzelce yemek yedik.

"Jongkook ellorono soğlok"
"Jungkook ellerine sağlık"

"Jimin ağzındaki yemeği bitir sonra konuşursun tamam mı?"

"Tomom"
"Tamam"

Bu görüntüsü çok şirindi. Herneyse sonra yemeği bitirdik tabiki Jimin bulaşıkları bana yıkattı. Daha sonra kıyafetleri ütüledim ve salonda oturmuş film izleyen Jimin'in yanına gittim.

"Jimin başka bir şey kaldımı?"

Bir süre düşündü ve cevap verdi.

"Yok Jungkook şimdilik yeter bu kadar istediğini yapabilirsin."

Sağol ya izin verdiğin için Hah!

"Tamam o zaman ben yatıyorum Jimin." Dedim ve direk yatak odasına çıkıp yorgunluğun vermiş olduğu hisle hemen uykuya daldım.

Uzun ve yorucu günler beni bekliyordu...

____________________________________

3637362828 Yıl sonra bölüm attım. Özür dilerim ama sanırım yine uzun bir zaman bölüm gelmeyebilir. Vakit hiç bulamadığımdan yazamıyorum. Umarım anlarsınız.
Ve bölümü kontrol etmeden atıyorum. Hatam varsa affola.

Bölümle ilgili düşüncelerinizi yorumlarda belirtirseniz sevinirim. Sizi seviyorum.  (●><●)

MY BOSS ~ JİKOOKTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang