TÖRE UĞRUNA :BEJNA

Rize 🍃

Rize de soğuk havalar yerini güneşe bırakmıştı ağaçlar çiçek açmış çay toplama mevsimi gelmişti bağı bahçesi olan herkesi bir telaş almıştı Ekin ekilecek hasat yapılacak işçi tutulacak hesap kitap ve dahası..
Rize'nin sayılı gelen Ailelerinden büyük çay fabrikası  İSK'nin sahibi İdris Koçavalı'nın eline bakıyordu tüm Rize sayısız işçisi ve tarlasıyla gerçekten saygıdeğer bir adamdı İdris koçavalı. Çocukluk aşkı Serpil ile kaçarak evlenmişlerdi çok zorlu zamanlardan bu  zamanlara hep beraber el ele gelmişlerdi. Bugün 4 çocukları ile birlikte 28.evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı .
Birbirilerine çok bağlı bir aile olan koçavalı ailesine 2 ay önce gelinleri de eklenerek git gide büyümüştü büyük oğlu Ali Sivas Cumhuriyet Üniversite Ziraat fakültesinden mezun olmuştu o yıllar da tanıştığı Sivaslı güzele gönlünü kaptıran Ali gel zaman git zaman Kaderin gönlüne girmeyi başarmıştı kısa bir birlikteliğin sonun da kaderin Ailesi bir adı konsun isteyip Ali'nin ailesini çağırmaları üzerine alel acele nişan olmuştu. Düğün hazırlıklarına başlayan iki Aile de çok heyecanlıydı herşeyin en iyisisini yapıyordu büyük oğluna Koçavalı soyadına yakışır şekilde İdris bey..
  Aylar peş peşe birbirini kovalarken düğüne tam 2 hafta kalmıştı davetli listeleri düğün yeri takılar ve tüm hazırlıklar yavaş yavaş bitime yaklaşırken İdris bey ;
-Hanım Şiranları da çağıralım unutmadan ekle aranılacaklar listesine
Dedi İdris bey .
-Doğru söyledin bey akşama ara buyur et çok ayıp olur yoksa.
diye ekledi Serpil
Sabah olmuş ezanla kalkmıştı ev halkı evin bir tek kızı olan Gül annesiyle babası konuşurken duymuştu Şirvan ağaların geleceğini yüreği hop etmişti hojin de gelir miydi acaba diye aklından geçirdi inşallah diyerek de devam etti sözüne birden sesli düşünce küçük abisi Hasan ;
-Hayırdır Gül ne inşalalhı abimden sonra sıra bana gelsin diye mi dua ediyorsun ?
-yok abi olur mu öyle şey bir aksilik çıkmaz inşallah diyordum ben .
-Öyle olsun bakalım
     Derin bir nefes almıştı Gül abilerinden çok korkuyordu hele de Hasan abisinden araların da 2.5 yaş olmasına rağmen hiç rahat bırakmıyordu Gül'ü sürekli ensesindeydi onun bu baskıcı hallerinden tahsilini bile tamamlıyamamıştı güzel kız.
Akşama amcaları gelmişti yemeğe Mehmet Koçavalı İdris koçavalının hem ortağı hem de abisiydi hazırlıkları konuşurken şirvanları sordu Mehmet kardeşine:
-Unutmayasın onları çağırmayı yoksa büyük ayıp olur bak İdrisim.
-Yarın arayacağım ağabey.
Şirvan ağanın ismini duyunca gözleri fal taşı gibi açılmıştı Mehmet'in kızı Sena'nın Hojin de gelecek miydi diye düşündü onu görmeyeli uzun yıllar olmuştu hala çok yakışıklı mıydı ?
  Gül kuzenine bakıp Hojini düşündüğünü anlamıştı..
Küçüklüklerinde onun İçin az saç başa girmemişti iki hırçın Karadeniz kızı..
Sabah olmuş kahvaltı sofrası kurulurken İdris ağa telefonun öbür ucunda ki Şirvan ağayla konuşuyordu.
İdris: abim de ben de bekliyoruz Şirvan Ağa çoluk çocuk torun tombalak topla hepsini gel misafirimiz ol.
Şirvan : Davet geri çevrilmez İdris ağa yarından tez çıkarız yola sağlıcakla kalın.
Hanım hazırlıklara başlayın Şirvan ağalar yarın bura da olurlar .
  Gül mutluluktan uçuyordu tüm Karadeniz'e haykırası vardı sevdiği sevdalandığı geliyordu .
Ağzı kulaklarına varan kıza doğru yanaştı yengesi ;
Kader ; kim bu Şirvan ağalar ?
Gül ; Dedem ile Şirvan ağanın babası asker arkadaşı kan kardeş olmuşlar uzun yıllar beraber çatışmışlar sonra ikisi de Kıbrıs da şehit düşmüş . Babamla Şirvan ağa da küçüklüklerinden beri can dostudurlar.
   YARIN.  

Gevezelik yerine elinizi çalıştırın misafirler burda olacak 1 saate herşey yarım daha diye azarladı lak lak çalan kızları evin hanımı Serpil.  

ŞİRVAN AĞALARIN GELİŞİ KOÇAVALI AİLESİNİ NASIL ETKİLEYECEKTİ ?
HOJİN DE GÜL VE SENA GİBİ AYNI DUYGULAR İÇİN DE Mİ ?
Herşey ve daha fazlası 2. Bölümde Canlar 🙏🏼💫