10. BÖLÜM

451 62 214
                                    

Müziği sonlara doğru açarsanız sevinirim

Yol boyunca konuşmadan ilerledik. Normalde pek susmayı sevmeyen ben, sessiz kaldım. Telefonuma gelen aramayla sessizlik az da olsa gitmişti. Telefonu açtım ve konuşmaya başladım.

"Efendim kardeşim." Arayan Kaan'dı. Kafamı Asu'ya çevirdiğimde o da bana bakıyordu. Hafif bir tebessümle Kaan'ı dinlemeye devam ettik.

"Kasise gelmeyi düşünüyor musun?" Benden önce kasise gitmelerine şaşırdım doğrusu. Asu'nun orası neresi bakışına karşılık; "Bizim mekân!" dediğimde "Bana açıklama yapmak zorunda değilsin!" dedi. Dişlerimi sıkıp, lafıma devam edecekken Kaan'ın sesiyle duraksadım.

"Kiminle konuşuyorsun ve soruma cevap da alamadım." diyerek bana kızsa da sadece güldüm.

"Asu yanımda ve eve bıraktıktan sonra geleceğim." Tamam demesini beklerken, konuşmasını devam ettirdi.

"Asu da gelsin!" dediğinde kafamı ona doğru çevirdim. Göz temasından ve kısa bir sessizlikten sonra kafasını iki yana salladı. Israr etmekle uğraşmadan, Kaan'a cevap verdim.

"Kardeşim..." dediğimde sözümü keserek; "Mızıkçılık yapmayın ve bekliyoruz." diyerek telefonu yüzüme kapattı. Tepkisiz kaldığım birkaç saniyeden sonra;

"Gelmek ister misin? Biliyorum istemiyorsun ama Kaan'ı duydun." Kafasını iki yana sallamasına rağmen umursamadım. Onunla aynı mekâna gitmenin hayalini kurdum ve gayet de eğlenceli olabilirdi.

"Hayır dedim, gitmeyelim." diyerek yüzüme ateş püskürtse de dinlemedim. Kasise gitmek için sağa dönüş yaptım. Asu'nun sinirli bakışlarını sadece gülerek karşıladım.

"Merak etme, fazla kalmayacaksın. Sadece arkadaşımı kıramadım." Söylediklerimi umursamadan yönünü cama çevirdi ve dışarıyı izlemeye başladı. Derin nefes aldıktan sonra müziği açtım ve sessizliğimizi güzel notalara bıraktım.

Hız yapmamın dışında her şey normal gidiyordu. Asu hız yapmama tek kelime etmemişti ve kasise gelmiştik.

"Geldik." Diyerek Asu'ya döndüm. Emniyet kemerini açtığında, bende aynı işlemi yaptım. Saçını düzelttiği esnada onu izlemek isterdim ama aşağıya inip, kapısını açmam gerekiyordu. Yani ben öyle düşünüyordum.

Kapısını açtım ve inmesini bekledim. Bir yandan da anahtarı valeye verdim. Yüzüme bakıp, yavaşça arabadan indi.

"Güzel yermiş." diyerek konuşmaya başladı. Sadece kafamı salladım ve bir yandan da Kaan'ı aradım. Uzun çalışının ardından telefonu açtı.

"Neredesiniz?" diye sorduğumda restoran da olduğunu söyleyip, kapattı. Asu'ya dönüp; "Aç mısın?" diye sorduğumda cevap vermedi. Yüzüne baktığımda sadece "Evet." dedi. Yürümeye devam ettiğimiz sırada restoran da geldik.

Elimle kapıyı açtığımda Asu'ya işaret verdim. İçeri girdiğimizde Kaan ve Ceyda bizi bekliyordu. Yanlarına gittiğimizde Kaan ayağa kalkıp selam verdi. Ceyda'yla da selamlaştıktan sonra Asu'yu tanıştırma sırasındaydı.

"Ceyda Asu, Asu Kaan. İşte siz böyle tanışın." Gülmeye başladığım esnada el sıkıştılar ve Asu'ya sandalyeyi çektim. Oturduğunda ben de oturdum ve muhabbet etmeye başladık. Asu pek konuşmasa da soruları yanıtlıyordu.

"Nerden tanışıyorsunuz?" diye soran Ceyda'ya baktım. Hangimize sordu acaba diye düşünürken, Asu'yu işaret etti.

"Mehmet anlatsın!" diyerek kafasını eğdi. Anlatmasını tabi ki beklemiyordum ve konuşmaya başladım.

KUM TORBASI Where stories live. Discover now