[16]

7.1K 678 180
                                    

Tokyo by RM

---

Kim TaeHyung'

"Annen geldi, TaeHyung."

Beynimden çıkmayan sesin aynısını gerçek hayatta işitmiş olmanın şokuyla bir adım geri çekilirken gözlerim babam ile o kadının üzerinde gezinmişti.

"N-nasıl?"

Kadın ayağa kalkıp uzun boyunu sergilerken bana doğru bir adım atmıştı.

"Senin için geldim bebeğim."

Kalbimin atışlarını boğazımda hissederken yutkunarak geri çekildim.

Nasıl bunu normal bir şeymiş gibi dile getirebilirdi ki? Yıllar önce bizi terketmiş, ki bu terketme öğrendiğim üzere ormanın ortasında olmuş, şimdi de hiç bir şey olmamışçasına nasıl bu kadar rahat olabilirdi?

Alayla dışarı bir nefes verirken gözlerimi onun gözlerine diktim.

"Utanmıyor musun?"

Dudaklarımdan çıkan kelimeler sanki onda büyük bir etki yaratmışçasına geri çekilirken bana gözlerindeki soru işaretleriyle bakmıştı.

"Beni, babamı yıllar önce terkettin. Şimdi gelmiş 'senin için geldim' demeye utanmıyor musun cidden?"

O söylediğim sözlerle iyice geri giderken babam onu arkasına almış bana sertçe bakmaya başlamıştı.

"Asıl sen annenle böyle konuşmaya utanmıyor musun? O senin annen! Bizi isteyerek terk etmedi!"

Yüzümdeki alaylı ifadenin büyüdüğünden emin olurken kafamı iki yana salladım.

"Gerçekten hâlâ onu mu savunuyorsun?"

Kaşlarımı kaldırıp gülerken sinirden dolan gözlerimi umursamadan onlara son bir bakış atarak dışarı çıktım.

Ne sanıyorlardı ki? Hemen anneciğim diye üstüne atlayıp onlarla mutlu aile tablosu oynayacağımı mı?

Kurdumun sinirle vücudumu ele geçirmesine izin verirken bana korkuyla bakan kişileri umursamadan koşmaya başladım.

-

Yazan'

"TaeHyung!"

Gözleri etrafta fıldır fıldır dönen Alfa bir kez daha endişeyle bağırırken ağlamaklı bir şekilde sesinin daha fazla alana yayılması için çıktığı ağaçtan indi.

Sevdiği adam duyduğu üzere sabah erken saatlerde saraydan çıkmış bir daha geri gelmemişti.

Onu aramaya çıkacağı vakit TaeHyung'un arkadaşları Jiwoo ile Bogum onu durdurmuş onun bu saatlerde genellikle uyuya kaldığını nereye gittiyse uyanınca geleceğini söylemişlerdi.

Bunun üzerine JeongGuk içi rahat olmasa da düğünleriyle ilgilenmesi gerektiği için bir kaç saat beklemeye karar vermişti.

Ne kadar saat geçerse geçsin TaeHyung geri gelmemiş bu da yetmezmiş gibi başlarda JeongGuk'un sıcaklığını, varlığını hissettiği TaeHyung'un kurdunu artık hissedemez olmuştu.

JeongGuk boğazına oturan yumruyu görmezden gelip koşmaya başlarken bir yandan da bağırıyordu sevdiği için.

"TaeHyung, ne olur iyi ol! TaeHyung!"

Binlerce kelime öylece boşlukta yankılanırken yaprakların arasına gizlenmiş olan bir dala ayağı takılmıştı JeongGuk'un.

Onun koşuş hızından dolayı biraz yuvarlanırken büyük bir cismin onu durdurmasıyla kesilmişti yuvarlanışı.

JeongGuk'un taş olarak tahmin ettiği cisme gözleri çevrilirken ağaçlardan dökülen yaprakların her tarafı kapladığını görüp irislerini yukarı çevirmişti.

Geceyi aydınlatan ayın ışıkları çıplak ağaçlara vurup onların garip şekiller çıkarmalarını sağlarken JeongGuk'un gözleri ağacın üstünde ki varla yok arası belli olan cisme odaklanmıştı.

Ellerini toprağa yaslayıp ayağa kalkarken gözlerini kısıp iyice görmeye çalıştı.

Simsiyah saçların ardından sonuna kadar açık olan bir çift göz cansız bir şekilde kendisini bakıyordu.

Canından çok sevdiği Kim TaeHyung'un gözleri.

-

Hola

Ben ne yapıyorum aq

Omzumda dayanılmaz bir acı var ve ben bunu umursamadan bugün alışverişe gittim ve canım(!) Ablam bütün kıyafetleri bana taşıttı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Omzumda dayanılmaz bir acı var ve ben bunu umursamadan bugün alışverişe gittim ve canım(!) Ablam bütün kıyafetleri bana taşıttı

Nereye ölebilirim?

Bu arada fici koyduğunuz reading list'leri gördükçe ağlayasın geliyor ben bu kadae büyüyeceğimizi hiç düşünmemiştim

SİZİ SEVIYORUM

ÇOKÇA

I'm vaveylâ

Ciao

Idyllic /TaeGguk/Where stories live. Discover now