3.5

20K 1K 344
                                    

Sınıfın kapısından içeri girecek olan Jimin'in gömleğinden tuttuğum gibi geri çektim. Şaşkınlıkla bana döndüğünde elimi gömleğinden çekip yakalarını düzeltirken gülümsedim.

''Ne çekiyorsun orospu çocuğu?''

Gülümsemem yüzümdeki yerini koruyordu. ''Ayıp oluyor.''

Yakasını kendi düzeltirken etrafını kontrol etti. Karizması bozulmuş gibi mi hissediyordu? Ufak tefek bir şeydi zaten, benim yanımda bozuluyordu her halükarda.

''Jungkook siktir git.'' diyerek sınıfa girecekken kolundan yakaladım.

''Bir şey soracağım sonra sınıfa çıkacağım.'' dediğinde derin bir nefes verip kafasını salladı.

Birlikte okul bahçesine çıktığımızda ellerimi cebime sokup gözümü kıstım ve etrafa bakındım. Aradığım kişiyi bulduğumda bir süre onu izledim. Tanrı'ya şükürler olsun ki yalnızdı ve tek başına sorularını çözüyordu. Bu görüntü çok hoşuma gidiyordu ama etrafında birilerini gördüğümde gerginlikten vücudum kasılıyordu ve tüylerim diken diken oluyordu. Bunu fark etmem çok uzun sürmüştü, aklımdaki ve kalbimdeki insanın olduğunu o anlamam neden bu kadar zaman almıştı ki? Resmen başkalarıyla birlikte olmaya çalışmıştım, onun yerini başka insanlarla doldurmaya çalışmıştım ama hiçbirinin uzun sürmemiş olması açıkça belli ediyordu gerçek insanın o olduğunu.

Şimdi anlamış olmama rağmen, hala açılamıyordum. Ona hiçbir şey anlatamıyordum çünkü arkadaşlığımız bozulacaktı. Bir kez bozulmuştu, ikincisini kaldıramazdım. Ayrıca benimleyken içten gülümsediği anlar nadirdi. Bunu anlamıyordum ve beni deli ediyordu... Jaehyun, Jimin ve Taeyong ile birlikteyken güldüğü gibi gülmüyordu.

''Hyerin'i izlemeye çıktık herhalde.''

Jimin'in sesi ile irkilip gözlerimi zar zor Hyerinden çektim. Jimin yüzündeki aptal sırıtışla bana bakarken boğazımı temizleyip silkelendim.

''Gözüm dalmış.''

Kıkırdadığında bakışlarım sertleşti. ''Ne?''

''Hiç.'' derken gülmeye devam ediyordu.

''Jimin ne salak çocuksun amına koyayım.'' dedim sinirle. ''Gözüm daldı diyorum.''

''Eee ne soracaktın?'' dediğinde Hyerin'i bir kez daha kontrol edip Jimin'e döndüm.

''Soracağım şeyi meraktan soruyorum. Aptal aptal şeyler söyleme.'' dedim.

''Sor.'' dediğinde derin bir nefes aldım.

''Hyerin...'' dediğim an yüzünde oluşan ifadeyle anında boşvermiştim bile.''Of unut gitsin. Şu surata bak.''

Yürüyüp gideceğim sırada kolumdan tuttu ve gülerek, ''Tamam tamam.'' dedi.

''Hay sikeyim ya neden sana sormaya kalkıştıysam...'' dedim. ''Hyerin ve Jaehyun'un arasında ne var?''

''Bilmiyoruz ki biz de.'' dediğinde gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı. Bir şey yok demesine kendimi hazırlamıştım, ne demek bilmiyoruz ki biz de?

''Ne demek o?'' dediğimde ciddi surat ifadesiyle omuz silkti.

''Hyerin onun hakkında sorduğumuz şeylere kaçamak cevap veriyor. Şüpheleniyoruz.''

''Bana da kaçamak cevaplar veriyor.'' dediğimde gözlerimi yere diktim.

''Yine birlikte oturuyorlar.'' dedi.

Kafamı kaldırıp hızla o tarafa döndüğümde Jaehyun'un elindeki kahvelerden birini Hyerin'e verirken görmüştüm. Yanına otururken Hyerin yine benim yanımda asla gülümsemediği gülümsemişti.

friends • jjkWhere stories live. Discover now