3.7

19.4K 1.1K 993
                                    

''Bizi mi dinlemiş?''

Chaeyoung hayretle bağırdığında Yun ve ben kolundan tutup onu uyardık. Ben, hızlıca etrafı kontrol ettikten sonra kızlara döndüm tekrar.

''Şu an birine aşık olduğumu biliyor.'' dedim. ''Sadece o birinin, kendisinin olduğunu bilmiyor.''

''Garip mi davranıyor demiştin?'' diye sordu Yun.

Kafamı salladım. Jimin ve Taeyong'un beni kıskandığını söylediklerini de söylemiştim. Sorun şu ki, onlara da mantıklı gelmişti.

''Jeon Şerefsiz Jungkook.'' dedi Chaeyoung bıkkınlıkla. ''Ne hissettiği asla tam olarak anlamıyorsun.''

Oflayıp kafamı önüme eğerken oldukça düşünceliydim. Şurada zaten birkaç ayımız kalmıştı, gidip Jungkook'a her şeyi söylesem ne olurdu?

''Ya gidip söylesene! Hem şu hareketlerinin ne olduğunu anlarız.'' dedi Yun hırsla.

''Merhaba Jungkook. Yarışmaya Ilsandan katılıyorum, lisenin ilk yılından beri seni deliler gibi seviyorum. Diğer yarışmacılara başarılar diliyorum.''

''Teknik olarak şu an rakibin yok.'' dedi Chaeyoung gülerek.

''Jungkook'un bir anda yanımıza oturup aşık olduğu kızı anlatmayacağının garantisini veremeyiz.''

''Aşık olduğum kızı mı?''

Birden duyduğum ses ile irkilirken yanıma kurulan Jungkook'a baktım. Gülümseyerek üçümüzde gezdirdi gözlerini. Az önce söylediğim her şeyi duymuş muydu...

''Onu size anlatmak isterdim ama belki sonra.'' dedi. ''Yalnızca bana özel kalsın istiyorum aslında.''

Kolunu bankın üzerinden uzattığında bana kolunu atmış gibi gözüküyordu. Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı ve kafasını kaldırdı. Gözlerini açıp gökyüzüne gülümseyerek baktıktan sonra bize döndü tekrar.

''Hava çok güzel. Bahar havası kokuyor.'' dedi ve havayı kokladı.

Chaeyoung yüzünü buruşturdu. ''Bodrum kattaki yemekhaneden yemek kokuları geliyor.''

Yemekhanenin küçük camlarının yanında oturuyorduk. Hava abartılacak kadar güzel değildi, havada güzel kokular falan yoktu. Jungkook fena halde boş yapıyordu. Yine aşık olmuştu ve kimdi bu sefer merak ediyordum.

''Kime aşıksın Jungkook?'' dedim. ''Baya keyiflisin. Kimse boş yere hava güzel kokuyor demez.''

''Öğrenirsiniz.'' dedi ve gülerek bana baktı. ''Aşık olduğum doğru ama efsane bir haber aldım. Keyfimi hiçbir şey bozamaz.''

Üçümüzünde kaşları çatılırken dik dik Jungkook'a bakmaya başladık. Çok garip davranıyordu.

''Söyle neymiş?'' dedi Yun. Aptal aptal bana bakmaya başladığında gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığını gördüm.

''Yah!'' dedim anlık sinirle. ''Ne bakıyorsun be bana?''

Jungkook cevap vermeyip kafasını çevirdiğinde hala gülümsüyordu. Gözlerimi devirip kızlara döndüğümde bana 'ne oluyor?' bakışları attılar ve Jungkook'a uzaylı görmüş gibi baktılar. Omuz silktim, bilmiyorum anlamında. Cidden ne bok yapıyordu anlamıyordum.

Derse giriş zili çaldığında kızlarla aynı anda ayaklandık ama Jungkook'un bileğimden tutmasıyla duraksadım. Chaeyoung ve Yun'un gözleri de Jungkook'un eline kaymıştı.

''Bir şey söyleyeceğim sana.''

Jungkook, kızlara baktığında kızlar gitmeleri gerektiğini anlamış olacaklar ki bana dönüp el salladılar. Onlara kısaca güldükten sonra Jungkook'a baktım.

''Ne oluyor ya? Sen bana kırgın değil miydin en son?''

Gülümsedi. O kadar güzel gülümsemişti ki resmen hipnotize olmuştum. Gözlerimin içine ilk kez derin bir anlamla baktığını hissetmiştim ve kalbimi çok kolay bir şekilde çarptıran Jungkook yine bunu başarmıştı.

''Hyerin...'' dedi. Sesindeki yumuşaklık resmen baygınlık geçirmeme sebep olacaktı. ''Gidelim mi? Çıkıp dolaşalım.''

''Olur.'' dedim sanki bunu bekliyormuş gibi. Onunla gitmek istiyordum ve ilk kez isteğimi törpülemeden kabul etmiştim. Aramız çok sık bozuluyordu ama birlikteyken mutluydum.

''Hadi.'' deyip ayaklandı ve hala çok güzel gülümsüyordu.

Güvenlik görevlisinden zar zor kaçıp okuldan çıktığımızda direkt sahile inmiştik. Öyle bomboş yürüyorduk ve Tanrım, neden bu kadar iyi hissettiriyordu?

''Sana çok saçma davrandım özür dilerim.'' dediğinde ona bakıp gülümsedikten sonra önüme döndüm.

''Önemi yok, Jungkook ama sorunun ne olduğunu anlamadım hala.''

''Sorun yokmuş ki!'' dedi birden coşkuyla. İrkilmiştim. Garipliğine gariplik katıyordu.

Deniz kenarındaki taşlara oturduğumuzda Jungkook taşın üzerindeki kediye selam verdiğinde kesinlikle bugün delirmiş olabileceğine inandırmaya başlamıştım kendimi. Anlatmayacak mıydı yani?

Aldığımız çilekli sütlerden birini açıp bana verdikten sonra kendi sütünü aldı. Yanındaki kediye eğilip sütü uzattı ve ''İçer misin?'' diye sordu.

Kahkahalarımı engelleyemezken Jungkook gülerek bana döndü. ''Kes şunu.'' dedim gülmeye devam ederken.

''Keyifliyim, ne yapayım?'' dediğinde gözlerimi ona çevirdim tekrar. Gözlerimiz buluşunca bana göz kırpmış ve denize dönmüştü.

''Ee nedir bu kedilere selam vermeni, durduk yere havayı koklamanı sağlayan şey?''

Kıkırdadı ve omuz silkti. Tamam, canı isteyince anlatacaktı anlaşılmıştı.

''Kime aşıksın Hyerin?''

Tekrar duyduğum soru karşısında omuzlarım düşerken bıkkınlıkla Jungkook'a döndüm. Biraz daha darlarsa dirseğimi gözüne geçirecektim.

''Jungkook-ah! Neden sorup duruyorsun? Neden taktın kafayı bu kadar? Gerçekten garip davranmaya başlıyorsun ve ben seni anlam-''

Sözlerimi sakin bir biçimde kesmişti. ''Her şeyi biliyorum Hyerin.'' dedi ve derin bir nefes aldım. ''Ah... Biraz daha bekleyecektim, dayanamadım.''

Onu takmayıp konuşmaya devam edecektim ki duyduğum şey konuşmamı resmen engellemişti. Cümleleri ağzıma tıkmıştı birden.

''Ne?'' dökülebilmişti sadece dudaklarımdan.

''Kime aşık olduğunu biliyorum.''

Başımdan aşağı kaynar sular resmen kova kova dökülmüştü. Kaskatı kesilmiştim ve suratına öylece bakıyordum. Ne demek biliyorum? Nasıl biliyordu?

''Sıra arkadaşı olduğumuz günlerden bu yana bana aşık olduğunu biliyorum.''

🌑🌑🌑

🌑🌑🌑

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
friends • jjkWhere stories live. Discover now