''Resmen....'' dedi Yun sinirle. ''Kıza top sektirmeyi öğretiyordu... Top sektirmeyi bilmiyorsa bir insan neden basket takımına girmeye çalışır?'' dudaklarımı aralamıştım bir şeyler söylemek için ama Yun sağolsun... Beni takmadan devam etti. ''Öğretmenin Jaehyun olsun diye... Tanrım tüylerim diken diken oldu.''
''Birbirinizden hoşlanıyorsunuz, konuşsanıza artık.'' dedim önümdeki kurabiyeden ağzıma atarken.
''Ya hep bir şey engel oluyor anlamadım... Sen ve Jungkook'a döndük iyice.'' dedi ve yüzünü buruşturdu. ''Iy...''
''Öyle deme ama her gün birbirlerini yiyorlar şimdi.'' dedi Chaeyoung sonunda kafasını telefondan kaldırırken.
''Sessiz olsana, annem duyacak.'' dedim mutfağın oradaki annemi kontrol ederken. ''Ne yalan mı? Kadın fark etmiştir, Hyerin. O kadar salaksınız ki izlerinizi fondötenle bile kapatamıyorsunuz.''
''Yah! Bana maşadan oldu demiştin...'' dedi Yun dehşet içinde.
''Jungkook maşa mı yapıyor? Hadi yaptı diyelim, saçları o kadar uzun mu?'' dedi Chayoung, baygın bakışlarla.
''Bu konuşma beni gerdi.'' dedim arkama yaslanırken.
''Yapıyorsunuz bari kanıt bırakmayın.'' dedi Chaeyoung, Yun bunun üzerine güçlü bir kahkaha attı.
''Aishh Rosé, belki değişik fantezileri var ve hoşlarına gidiyor. Kurcalama.''
Chaeyoung şakayla gözlerinizi kıstı. ''Doğru dedin bak fantezidir kesin. Sizi gidi vampirler.''
''Vampirler?''
Tepeden gelen ses ile üçümüzde irkilirken hepimizin kafası yukarıya kalkmıştı.
''Enişte, şeyden bahsediyorduk...'' dedi Yun. ''Hyerin ve maşa izleri.''
Jaehyun ve Jungkook bir sandalye çekerken alnıma vurup kafamı eğdim.
''Maşa izi mi?'' dedi Jaehyun kaşlarını çatarken.
Jungkook panikle suratıma baktı. ''Ne maşası? Kendini mi yaktın? Hani?''
''Maşakook.'' dedi Chaeyoung gülerek. ''Anladın bence neyden bahsettiğimizi.''
Jungkook kızlara bir bakış attıktan sonra bana döndüğünde bir süre düşündü ve aydınlanan yüz ifadesiyle geri çekildi.
''Haa.... Onlar...'' dedi ve ters masadakilere baktı. ''Özelimizi neden dalgaya vuruyorsunuz?''
''Ha anladım ben de.'' dedi Jaehyun gülerken, Jungkook hızla kafasını gülen Jaehyun'a çevirdiğinde ise Jaehyun hızla gülmesini kesmişti. Komik ve şirin bir görüntüydü.
''Neyse...'' diye yükselttim sesimi sinirle. ''Kapatın konuyu. Daha önemli şeylerden bahsedeceğiz.''
''Ryujin ve Yeji?'' dedi Jungkook sırıtırken. ''Hayatım abartıyorsun ama çalışmak için buluşuyoruz sadece.''
''Yeji neden sorun oluyor, anlamıyorum yalnız.'' dedi Jaehyun, Jungkook gibi sırıtırken.
''Yeji sorun falan değil.'' diye mırıldandı Yun. Jaehyun'un anında suratı düşerken birbirlerine açılma sorunları olduğu her şekilde anlaşılıyordu.
''Boş yapma Yun.'' dedi Jungkook. ''Salağız anlamıyoruz sanki. Jimin bile anlar.''
''Jimin bile derken?''
Ortamdaki sese yabancı farklı bir ses ile irkildim. Bugün neden herkes gizli gizli tepemizde dikiliyordu?
Jimin ve Taeyong sandalye çekip otururken kıkırdadım. Jimin bile demek neydi cidden?
