Bölüm 5: "Oğuz'muş."

223K 7.6K 25.6K
                                    

"Bu yankılar çığlıkların mı yoksa çığlıklarından geriye kalanların mı?"

Kapağa, multimedyadaki görseli mi koysam şimdi ki mi kalsa?

Multimedya:

Biz geldik oyun arkadaşlarım, burada mısınız? Lan oğlum sizi yerim! Çok komik yorumlarınız var, iyi ki bu hikâyeyi yazıyorusjdjjdjd.

Bölüm 5: "OĞUZ'MUŞ."

Biliyor musunuz, iyi ki yemeğimi onlarla paylaşmamışım arkadaşlar.

Onlar benim merhametimi hak etmiyorlardı.

Buraya düştüğümüz yetmezmiş gibi bir de buraya birbirinden çıkarca, yalancı insanlarla düşmüş olmama tahammül edemediğim bir noktadaydım ve yalnızdım. Onlara sırt çevirerek kendilerinden uzaklaşmamın ve metronun içine girerek oturmaya başlamamın üzerinden henüz birkaç dakika geçmişti. Esra ve Keskin'in pisliği midemi bulandırmış, Selim'in saflığı canımı sıkmıştı. Aşk veya sevgi insanın gözünü bu kadar kör mü ediyordu? Yok canım, bu Selim bildiğimiz salaktı.

Aldatılmaya devam etsindi o halde, onun için yapabileceğimi zaten yapmıştım.

Üff, sümüklerim akıyordu zaten!

Ne yapayım yahu, ağlayınca doğal olarak burnum akıyordu ve peçetem orada, çantamın içinde kalmıştı. Şimdi coolluğumu bozup çantamı almaya gidemeyeceğim için sümüğümü çekip durarak iğrençleşiyordum. Eh, neyse ki yanımda kimse yoktu.

Tam da bu sırada Oğuz'u metro kapısından içeriye girerken gördüm.

Yiğidim.

Bir an varlığına hazırlıksız yakalanarak gözlerimi kocaman açtım ve onun gözlerinin metro içinde dolanarak bana rastlamasını bekledim. Öyle de oldu. Az sonra beni fark ettiğinde kaşlarını çatarak yanıma yürümeye başladı ve yanımdaki boşluğa oturduğunda, sümüğümü ne yapacağımı düşündüm. İğrençtim belki ama yanında burnumu nazikçede çekebilirdim bence. Ellerimi kucağımda birleştirirken, "Neden geldin?" Diye sordum, gücendiğimi belli etmemeye çalışarak. "Git de Selim'e safın teki olduğunu söyleyerek arkadaşlığını yapsana. Sonuçta biz seninle yeni yanıştık, benim yanımda değil, arkadaşının yanında olmalısın."

"Kız arkadaşımın yanındayım."

Aniden başımı kaldırıp ona baktığımda, onun da yüzümü görebilmek için eğildiğini gördüm ve aramızda bir kalp çırpıntısı kadar mesafe kaldı. Kız arkadaşım mı demişti? Ağzını yerim be. "Yani kız bir arkadaşımın yanındayım. Şey arkadaşım demek istedim, hani kız bir arkada..."

"Anlıyorum," dedim tatlı telaşı karşısında kalbim hızlanırken. "Arkadaş, bir kız arkadaş."

Yüzünü buruşturdu. "Her neyse, yanında olmayı istedim işte."

"Bana inandın mı?" Cevabı benim için mühim olan bir soruydu.

Omzunu silkti. "Sana inanırken tereddüte bile düşmedim."

Ben bu çocuğa boşuna sevdalanmamışım arkadaşlar.

İşte buna gülümsenirdi, gülümsedim. Bana inanan Melodi ve Oğuz'du; bu demek oluyordu ki, doğru kişileri seçmiştim. Buraya gelmeden önce Melodi benimle metroya gelmeyi teklif ettiğinde onun bana inandığını anlamış ama yalnız kalmak istediğimi söylemiştim. Evet, Oğuz bana inanmıyor olsaydı kalbim kırıldığının iki katı kadar kırılabilirdi. "Teşekkür ederim," dedim, inancı için. Omuz silkti, gülümseye devam ediyordu. "Dürüstlüğün imrendiriyor, hiç bu kadar dürüst davranmamıştım."

YERE YAKIN YILDIZLARA UZAK. |RAFLARDA|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin