13. Bölüm ~ Jackson.

9.8K 182 90
                                    


İyi okumalar😍💞 Medya: Heaven ve Jackson bakışması...

***

(Jackson'dan)

Maçtan sonra elime baktırmaya gitmiştim. Scott'ın salaklığı yüzünden elim ezilmişti, fakat önemli bir şey yoktu. Hastaneden çıktıktan sonra beynim beni bir mahalleye götürmüştü. Bu mahalle onun mahallesiydi. Lia'nın... Onu önceden nasıl görmediğimi anlamıyordum. O çok güzeldi. Diğer kızlardan farklıydı.

Arabamı kenara çekip evlerine doğru bakmaya başladım. Ne yapacaktım? Gidip "Lia, önceleri seni ezik gibi görüyordum, fakat şimdi çok güzel geliyorsun" mu diyecektim? Bir bahane lazımdı yaklaşmak için. Ama bulamıyordum. Her şeyi yapan ben, bunu yapamıyordum, ve bu bana acayip sinir getiriyordu.

O an yandaki evde hareketlilik hissettim. Stiles, Lia ve Derek hararetle bir şeyler konuşuyorlardı. Sanki bir şeyden endişe duyuyorlardı. Daha sonra arabaya binip çok hızlı şekilde uzaklaşmaya başladılar.İçimden ne halt ediyor bunlar diye geçirdim. Meraklı tarafım git ve öğren diyordu. O yüzden onlar gözden kaybolmadan arabamı gazladım ve arkalarından gitmeye başladım.

Gittikçe ormanın derinliklerine sürüyorlardı. Gecenin bu saatinde ormanda ne arıyorlardı ki? Kesin burada bir şey vardı. Ormanın derinliklerine giderken birden durdular. Arabadan inip daha da derinliklere gitmeye başladılar. Ben de aynı şekilde sessizce onları takip ediyordum. Artık bunun geri dönüşü yoktu. Öğrenecektim.

Orman git gide daha da karanlıklaşıyor, korkunçlaşıyordu. Onlarsa hala yürüyorlardı. Ve birden durdular. Açık alandı burası. "Neler oluyor?" Stiles'ın gıcık sesi geliyordu. Aslında onlara çok yakındım, fakat iyi gizleniyordum. "Burada" Derek bunu söyleyince işte sıçtık dedim içimde. Benim burada olduğumu biliyor, ve bu manyak gece buraya geliyorsa, bana neler yapmazdı?

Tam arkaya dönüp gidecekken bir şey dikkatimi çekti. Karşıda biri vardı, ve siyahların içerisinde gözleri altın gibi parlıyordu. Ay ışığı yüzüne vuruyordu. Yanaklarında kıllar olmazsa ve gözleri böyle olmasa insan diyecektim. Ama değildi. Kurt adam filmlerinden çıkmış gibiydi.

Hırıltı gelince Derek'e baktım. Derek de aynı o yaratık gibi olmuştu. "Ne oluyor?" diye fısıldadım dehşetle. Derek koşarak şu yaratığın üzerine çöktü. Yerde boğuşmaya başlamışlardı. Telefonumu cebimden usulca çıkarıp kamerayı açtım. Bu anı kaçıramazdım, ve bunun ne olduğunu bilmek istiyordum.

Kurt adamlar hakkında okuduğum kitabı düşündüm. O zaman ne saçma şey deyip kenara atmıştım o kitabı. Ama hatırlıyordum kurt adamların özelliklerini. Kırmızı gözlüler alfa, mavi, sarı gözlülerse beta ya da omega oluyorlardı. Karşımda iki beta dövüşüyordu. Tam kameramı kapatacaktım ki, bir kükreme daha duydum. Böyle bir ses hayatım boyu duymamıştım. Sesin geldiği yöne baktığımda bir çift kırmızı göz gördüm. Bu alfa'larıydı! Şoktan artık kendimi kaybediyordum. Kamerayı onun olduğu yere doğrulttum. Bu kız... Heaven?

Yeni gelen kızımız kurt muydu? Gözlerim fal taşı gibi açılmış, ona baka kalmıştım. Heaven kurtların üzerine kükrüyor, ve acı çektiriyor gibiydi. Derek insana dönüştükten sonra onu rahat bırakıp diğerine döndü. Onun üzerine tüm gücüyle kükrüyordu. Kırmızı gözleri karanlıkta alev gibi parlıyordu. Yerde yatan da insan olduktan sonra kükremeyi kesip kenara çekildi. Yerde yatan... Scott? Burada ne haltlar dönüyor?

Scott yerde acı çeker gibi uzanıp kalıyordu. "İlk defa böyle bir şey oluyor..." Derek'in dehşetle açılmış gözleri Heaven'in üzerindeydi. "Ne?" diye Lia sorduğunda "Alfanın kendi betası olmayan bir kurdu kontrol altına alması..." dedi Derek hala Heaven'i izleyerek. Heaven'se kaşlarını çatmış onlara bakıyordu. Telefonun kamerasını kapatıp, videoyu kaydettim. Sonraysa usulca arabama geri döndüm. Bu olayları hala anlayamıyordum. Aklım almıyordu. Efsaneler gerçek miydi? Hep saçmalık deyip geçtiğimiz her şey doğru muydu?..

Blood and Revenge: Geçmişle yüzleşme~ TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now