İyi okumalarr... Medyaya bu bölümün şarkısını bırakıyordum. Bebe Rexha - Bad bitch (No rap). Tam bu bölüme uygun hbdsabshdb
***
(Jackson'dan)
Merdivenleri hızla iniyordum. Lydia'yı bulmam gerekiyordu. Evimin anahtarı ondan başka kimsede yoktu.
Koridora çıkıp, hep Allison'la sohbet ettikleri köşeye yürümeye başladım. İşte orada duruyordu. Kolundan çekerek "Konuşmalıyız." dediğimde bana sinirle bakıp "Kolumu bırakabilirsin." dedi.
Onu kenara götürerek durdurup, karşısına geçtim ve "Benim evime neden girdin!?" diye sinirle yüzüne baktım. Anlamamış gibi yaparak "Ne?" diye cevap verince sinirle gülümseyip "Benimle oynama, Lydia. 3 gün önce evime neden girdin?" dedim.
"Ben 3 gün önce senin evine gelmedim, Jackson. Annem benim tek dışarı çıkmama bile izin vermiyor son olanlardan sonra."
Yüzüne baktım. Yalan söylüyor gibi gözükmüyordu. "Benim anahtarım nerede?" diye sordum. "Bilmiyorum, kaybettim." deyince kolunu bırakıp kenara çekildim. Galiba başka biri yapmıştı bunu.
"Jackson... Burnun..." diyerek elini yüzüme attı Lydia. Eli siyahımsı kana bulanmıştı. Önünden çekilip "Bunu gördüğünü sakın kimseye söyleme!" dedim ve oradan uzaklaşmaya başladım.
***
(Heaven'den)
Artık daha dikkatli olmamız gerekiyordu. Kameralarla bizi izliyorlardı. Ve bu hiç iyi bir şey değildi. Çocuklardan ayrılıp merdivenlerden yukarı çıktım. Lavaboya gidip yüzümü yıkamam gerekiyordu. Kendimi gergin hissediyordum.
Erkeklerin soyunma odasından geçince bir el beni içeri çekmişti ağzımı kapatarak. İçeri geçtikten sonra ağzımdaki el çekildiğinde dönüp arkadaki kişiye yumruk attım. Yüzünü tutup bana sinirle baktığında "Hak ettin, Jackson." dedim ona sinirle bakarak.
Burnu yine kanıyordu. "Bana bunların neden olduğunu söyleyeceksin!" diye bağırınca "Dönüşmüyorsun işte!" dedim sinirle. Anlamıyordu bir türlü.
"Ama dönüşmem gerekiyordu! Sen, değil mi? Sen dönüşmemem için bir şeyler yaptın..." dedi üzerime yürüyerek.
"Ben hiçbir şey yapmadım. Sana söylemiştim, ben yarı kurt adamım. Ve ısırığımın ne etki vereceğini bilmiyorum."
Dibime kadar gelmişti, ama ondan korkmuyordum. "3 gün önce. Dolunayda kendimi kameraya aldım. Ama birileri kamerayla oynamış. Ve kayıtları değiştirmiş." dedi bana bakarak. Bu ani iniş-çıkışlarını anlayamıyordum. Az önce bana ölesiye bağıran Jackson değildi sanki.
"Yani, dönüştün mü?" diye sordum. Bana bakarak "Bilmiyorum..." dedi. Burnu daha çok kanamıştı. "Bir şeyler dönüşmeni engelliyor... Tıpkı Lydia gibi."
Ona şüpheyle baktım. İkisi de dönüşmemişti. Lydia'nın bağışıklığı vardı. Peki ya, Jackson? Ya o da öyleyse? O da durumu anlamış gibi bana baktı ve "Bağışıklık gibi mi?" diye sordu. Kafamı evet anlamında sallayınca sinirle etrafa baktı.
"Şimdi... Benimle bir alakası olmadığı için, beni rahat bırak." dedim kapıya giderek. Kolumdan tutup "Bunu birlikte çözeceğiz." dedi. Kolumdan tuttuğu an ağzının kenarından da siyah kanlar dökülmeye başlamıştı.
"Jackson..." dedim ağzını göstererek. Aynada kendine baktı telaşla. "Bir şeyler yap... Bir şeyler yapa bilirsin, sen bir doğaüstü'sün." diye bana baktı endişeyle. O... O ölüyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood and Revenge: Geçmişle yüzleşme~ TAMAMLANDI
FanfictionHayatı 7 yaşındayken ailesinin öldürülmesiyle değişen bir kız, ve onun intikamını okumak istiyor musunuz? O zaman hikayeme buyurun! Ona baktım. Korku dolu gözlerle beni izliyordu. Ona baktığımda ailemi hatırlıyordum, yerde yatan kanlı bedenlerini...