Bela

71.3K 3.1K 338
                                    

BÖLÜM 8

İNSAN Bİ KERE BİRİNE GEÇ KALIR VE BİR DAHA HİÇ ACELE ETMEZ


Güzel, her şey tam da istediğim gibi gidiyor. Böyle devam edersek kısa sürede işlerim eskisinden daha iyi olacaktı. Tabi bunda en büyük etkenlerden birisi kuzenimi şirkete ortak etmem ve hayatımın düzene girmiş olmasıydı. Kapının ansızın çalmasıyla gel demiştim. Sekreter içeriye girince "Çınar Bey beklediğiniz misafiriniz geldi." demişti.

"Hemen içeri al" Diyerek oturduğum yerden ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdüm. Uğur'u kapıda görününce "Hoş geldin." diyerek elimi uzatmıştım. En son görüşmemiz üzerinden galiba üç gün geçmişti.

"Hoş bulduk, Çınar."dediğinde gülümseyerek elimle koltuğu gösterip oturmasını istedim. "Ne içerisin?"diye sorduğumda çantasını kenara bırakarak "Yok fazla zamanını almayacağım görülmesi gereken işlerim var."derken bende yerime oturdum. Uğur Afşar'ın ne zaman işi yoktu ki zaten. "Olsun yine de kahvemi içmen yönünde ısrarcığım. Kızım iki sade kahve getir acele et."

"Peki, efendim hemen getiriyorum." Sekreter çıkınca Uğur'a döndüm..."Anlat bakalım, nasıl gidiyor?" Uğur gözlüğünü çıkarınca bende arkama yaslandım.

"İyi gibi artık iki kızla ne kadar iyi olunursa o kadar iyiyim. Seninkiler nasıl?"diye sorduğunda gözlerimi devirmek istedim. Cihan, yememiş içmemiş her şeyi anlatmış gibi duruyordu. "Benim, bebek derdim yok Uğur..."

"Onun da zamanı gelecek. Büyük ihtimal senin ki olunca benimkiler büyümüş olacak o zaman değme keyfime." Evlenmek ve bebek mi? "Bu söylediğine çeyrek asır gibi bir zaman dilimi var. Benim hemen evlenmek gibi niyetim yok... Sen onu boş ver de neler buldun?"diye merakla sordum. O sırada kahveler gelmiş sekreter odadan çıkınca Uğur anlatmaya koyulmuştu.

"Senden sonra detaylı şekilde araştırdım. Zamanında Atsız Holding denilince akan sular dururmuş. Holdingin kuruluşunda iki kardeş yönetimdeyken zamanla şirketleri aralarında paylaşmışlar. En büyük kardeş olan Feridun Bey her geçen gün biraz daha büyürken Burhan Bey büyümek yerine küçülmeye gitmiş. Tabi buna en büyük sebep olarak içki kumar derken bazı kesimlere büyük ölçekte borçlanması yatıyor. Bana kalırsa iflas etmesi çok da şaşırtıcı değil. Yine de benim dikkatimi çeken şey Burcu'nun amcası babasından yaşça büyük olmasına rağmen kardeşine ağabeylik yapıp destek çıkmamış. Bu durum da beni şüphelendiriyor."

"Amcasının parmağı olabilir mi?" diye açıkça sordum. Olayı öğrendikten sonra aklım hep bir noktada kilitleniyordu. "Belki vardır orasını şimdilik bilemiyorum. Benim öğrendiğim kadarıyla arkasında pis işler olduğu örneğin kaçakçılık gibi..."

"Elmas mı?"diye pat diye araya girmiştim. Mira bile ağzı benden daha sıkıydı. "Çınar, bildiğin bir şey mi var?" Dediğinde kaçış yoktu mecbur dile getirmek zorunda kaldım. "Hayır, sadece Babası ölmeden önce Mira'ya saklaması için elmas vermiş benim tek bilgim bundan ibaret..."

"Şaşırdım ellerinde elmas varken neden hizmetçilik yapıyorlar. Büyük kızında bu işte parmağı olabilir mi? Malum işin içinde kaçakçılık artı mafya da var, bildiğin Baba pisliğe batmış..."

"Yok, canım Burcu ve entrika... Tamam, birkaç yalanı vardı ama onlar da kendini koruma altına almak içindi ondan daha fazlasını beklemiyorum."

"Sen, hayırdır Burcu derken bi gözelerin parladı. Seninle samimiyetim fazla yoktur ama uzaktan tanıdığım kadarıyla herkese bu kadar ilgili olmazsın en azından duyumlarım bu yöndeydi."

BİZE SEN KALAWhere stories live. Discover now