Bırakıp gitme

66.2K 3K 248
                                    

BÖLÜM 13


BİR ÜMİDİM YOK. BU SONDU. ARTIK HİÇBİR ŞEYİN DEĞİŞMESİNE İMKAN YOK

 LUZÜM DA YOK


"Kuytay beni Çınay abi, kuytay... Babam beni kaçıydı. Ne oluy kuytay, sen sevmesen de ben seni çok seviyoyum ne oluy kuytay!"

Beynimde sürekli aynı sözler yankılanıyordu. Ben Mira'ya nefretimi kusmak zorunda da kalsam onu öylece acı içinde bırakmış olsam da beni sevmekten bir kez olsun vazgeçmemişti. Babası kaçırdığında benden onu babasının elinden kurtarmamı istemişti. İstemişti istemesine de nerde olduğuna dair en küçük fikrim yoktu. O an çaresizliğin nasıl bir acı olduğunu tatmıştım. Hayatımda ilk defa kendimi çaresiz hissederken Uğur imdadıma yetişerek Burcu'nun ona bir bağ evinden bahsettiğini söylemişti. Eğer elinde açık adres olmasaydı şuan bizi nasıl bir son bekliyordu tahmin dahi etmek istemiyordum.

Bir kez daha yutkunarak uyuyan Mira'ya bakmaya devam ettim. Günlerdir gözündeki acıya bizzat şahit olmak beni derinlerden bir yerlerden yaralıyordu. Bu küçücük yaşında bunca acıyı çekmesi hak değildi. Her çocuğun acı çekmeden şefkatle büyümesi gerekirken o ilk darbeyi annesinden sonra da öz babasından almıştı. Bu küçük kızın tek şansı ablasıydı. Aksi takdirde şuan ki olacağı ve daha sonrasında dönüşeceği kişiliği tahmin etmesi o denli güç değildi. Bir çocuk sevgiyle büyürse sevgiyle yaşatırdı. Nefretle kinle büyürse de önce hayatı kendine zindan eder daha sonra canı yandığı için çevresindekilerin de canını yakardı.

"Hayatım sütünü getirdim..." Burcu'nun sesiyle gözümü Mira'nın üstünden alarak cansuyuma baktım. Burcu'nun kardeşini kaybetme korkusu hala canlıyken onun gözden uzakta uyumasına gönlü razı gelmemiş uyuya kalınca da salonda ki koltuğa yatırıp üstünü örtmüştü. "Çınar yüzünün rengi kaçmış ağrın sızın falan varsa doktora gidelim."

Burcu, yattığım yerden doğrulmam için elimden tutunca ondan aldığım güçle oturur pozisyona geçmiş onunda oturması için elimle sağ tarafımı işaret etmiştim. Burcu önümden geçip yanıma oturunca uzanıp şakağından öpmüştüm. "Burcu sen çok haklıydın. Sizi öylece savunmasız bırakarak hayatımın en büyük hatasını yaptım."

"Sevgilim yine mi aynı konu... Tamam, o gün ağır sözler söylemiş olabilirim ama düşünüyordum da senin yerinde kim olsa aynı şeyleri yapardı. Hatta o adam bana gelse ben dahi kardeşimi korumak için senin davrandığın gibi davranabilirdim."

O it bana başka şans bırakmamış olsa bile onlardan o evden uzaklaşmamam gerekirdi."Yine de kendimi suçlamaktan alıkoyamıyorum... Burcu, kardeşin beni arayıp çaresizlik içinde yardım isteyince kendime lanetler okudum, istesem de ona yardım edemiyordum. Eğer sen Uğur ile konuşmasaydın elimizdeki adrese çok geç ulaşsaydık. İşte o zamanda sizi çoktan kaybetmiştim olacaktım. O it de kardeşini bilmem hangi siktiğimin ülkesine götürürken sende çoktan denizin dibini boylamış olacaktın."

"Çınar artık olan oldu. Bak biz yanındayız. İyiyiz, seninleyiz."

"Bilmiyorum Burcu, bilmiyorum. Size biraz daha geç kalsaydım senin arkandan o denize atlayıp ölür müydüm, yoksa o iti öldürmek için dünyanın sonuna kadar gidip ensesine mi yapışırdım hiç bilmiyorum."

"Geçti Çınar, her şey geride kaldı. Artık geçmişi düşünüp kendini suçlamaktan vazgeç."Burcu tuttuğu elimi bırakmadan ön tarafa uzanarak eline sütü alıp bana uzatmıştı. "Cidden mi?"diye sorduğumda aklıma buraya ilk geldikleri günlerde kardeşine zorla süt içirmesi gelmişti. O günlerde hiçbir güç bana o sütü içermez derken şuan elime süt bardağını alarak bildiğin sözümü yutmuştum.

BİZE SEN KALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin