SON

69.9K 2.9K 468
                                    

VEDA


Yıllar Sonra...

"Hamit!"

Yine ben ve yine benim hoplayan sinirlerim. Bir kez daha bağırınca ev bu isimle yankılanmıştı. "Çınar, ne oldu neyin var?" diye karım mutfaktan koşarak yanıma doğru geliyordu ki merdiven başında Hamit Beyimiz gözüktü. Gel buraya sen gel.

Oğlum sevecenlikle "Baba!" dediğinde gülümseyerek elimle bir kez daha yanıma gelmesini işaret ettim. "Gel buraya eşek sıpası gel. Gel de ne yaptın onu anlat." Suçunu bilen Hamit Bey bana doğru değil de annesine doğru gitti.

Annesini kendine siper alınca ise "Ne yapmışım ki babacığım." Diyerek sinir kat sayılarımın arşa ulaşmasını sağlamıştı. Bende bir kez daha ya sabır diledim. Yoksa elimde kalacaktı. "Lan arabayı kaçırmışsın o da yetmezmiş gibi duvara bodoslama girmişsin daha ne yapacaksın? Söyle daha ne yapabilirsin..." Burcu da panikle oğluna dönerek yüz taraması yapmıştı "Oğlum iyi misin bir yerin de yara bere var mı, bana doğruyu söyle." Oğlun gayet iyi Burcu Hanım bu evde olan sadece bana oluyordu "İyiyim Annem merak etme." Diyerek bu defa da sarıldılar.

"Ya sabır ya sabır! Burcu, koruma şu oğlunu ya daha kötüsü olsaydı o zaman ne yapacaktın?" Burcu oğluna kızmak yerine her zaman ki gibi kanatlarının altına almıştı. "Söyle oğluna bir daha aynı hatayı yapmasın, yoksa var ya elimden onu hiçbir güç alamaz."

"Hayatım, zaten korkmuş üstüne gitmesen mi?" Allah'ım sana geliyorum. Bu kadınlar neden olaya mantıksal değil de duygusal bakıyordu. Ben malda mıydım benim derdim oğlumdan başkası değildi. "Sevgili karım bu sıpa seni kandırıyor baksana gözlerine hiç korkmuşa benziyor mu? Hamit sende çık odana cezalısın bir hafta boyunca okula şoförle değil otobüsle gideceksin."

"Baba yapma..." Ben artık ezberlemiştim bu edebiyatları. Tekrar parmağımla yukarıyı işaret ettim "Git lan odana yoksa elimde kalacaksın." Burcu başıyla gitmesi için onay verince Hamit odasına doğru koşmuştu. Burcu da oğlu gözden kaybolunca soluğu yanımda aldı."Sevgilim, sakin ol bak bende üzülüyorum."dediğinde kravatımı gevşeterek "Yemin ediyorum yaşlandım ellerinden Burcu, iyi ki diyorum ikiden fazla yapmadık yoksa ben kesin tımarhanelik olurdum."

"Ben, sana söylemiştim hayatım iki yeter diye bir de Mira var tabi..."dediğinde kaşlarım çatıldı. O nerdeydi. Bu kadar sese aşağıya inip benimle muhalefet olması lazımdı."Mira, daha gelmedi mi? Ben sırf onun için eve erkenden geldim. Bir saniye Yağmur nerede?"diye sordum. Son günlerde fazla salmıştı kendini.

"Mira, birazdan burada olur. Yağmur da arkadaşlarıyla birlikte..." dediğinde bir kez daha sinirlerim hopladı. Yaşlanmak demek artı çocukların büyümesi demek her gün sinir krizi geçirmek demekti. "Hemen hemen ara eve gelsin başlatmasın arkadaşlarına." derken beklenen ses duyuldu.

"Ben geldim."

Mira içeriye neşesiyle girmişti. Karımdan ayrılıp yanımıza doğru koşan Mira'ya bakınca şu kısa süre zarfında ne kadar çok ablasına benzediğini fark etmiştim. Bu yıllar en çok bana haindi. "Hoş geldin ablam..." İkili birbirine sarılırken sabırla sıramı beklemiş kucaklaşmaları bitinceyse sıra bana gelmişti. "Çınay abi..." Mira her zamanki şirinliğiyle bana sarıldığında yaramazı ne kadar çok özlediğimi bir kez daha fark etmiştim...

Tamam, Çınar artık okul hayatı sona erdi. Yurt dışı davası da kapandığına göre kalan sahalar senin. Kısa bir süre hasret giderdikten sonra dudaklarım yukarıya doğru kıvrıldı"Siz abla kardeş hasret giderin. Benim telefon görüşmem var." İkilinin yanlarından ayrılmadan önce Burcu'ya göz işareti yapmıştım. Abla kardeş sarmaş dolaş salona geçerken bende kendime kuytu köşe buldum. Bu anı uzun zamandır bekliyordum. Burcu sonunda beklenen söze girdiğinde "Ablacım sana geçen gün bir soru sormuştum sende evet demiştin. Siz gerçekten Batuhan ile oldunuz mu?"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 23, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

BİZE SEN KALAWhere stories live. Discover now