Bölüm,8

2.1K 119 21
                                    

Bu kadar güzel olmak zorunda mısınız Deniz Hanım?,

-

Uykusuz olduğunu sanki bağırarak gösteren kıpkızarık gözlerim ve mor renginin en güzel tonunda olan gözaltlarımı kapatma gereği duymadan saçımı tarayıp evden çıktım. Bugün o kadar özensizdim ki.

Tek ucu pantolonumun içinde diğer ucu dışında olan gömleğim,üstüne giydiğim kırmızı bol hırkam ve 3 gündür yıkamadağım çakma sarı saçlarım. Gerçekten harikaydım.

Yolda yürürken yeni sosyal medya hesabımda geziniyordum. Daha öncesinde bir sosyal medya kullanmaya gerek duymamıştım ama okuduğum okulda herkesin olduğu gibi benimde olabilirdi. Hem keşfetmiş olurdum.

İlk önce Yaren'e mesaj attım.

@korabaydeniz; Nasılsın güzellik?

Yazıp telefonumu cebime attım ve yola devam ettim. Yarı yolda gördüğüm açık pastaneden dayanamayıp 4 tane kurabiye alıp yoluma devam ettim. Kahvaltı yapmadığım için midem kazınıyordu zaten.

Telefonumun bildirim sesi gelince telefonumu cebimden çıkarıp bildirime bastım.

@yarenkivanc1; DENİİİİİİİZ!

Yaren'den gelen mesajla gülümseyip yol boyunca onunla yazıştım.

*

Okula geldiğimde sınıftakilerin sosyal medya hesaplarını alıp takipleştim. Biraz da hesaplarını felan inceledim.

Daha sonra kabusum olan matematik dersine girdik. Sözlü olacağımızı tamamen unutmuştum.

Ben çıkmayayım diye kıvranırken hoca listeden sırayla kaldırmaya başladı.Normalde çıkmamak için kıvranmazdım ama çalışmadığım için yapamamaktan korkuyordum.

İlk sırada Akın vardı. Biraz tuhaf ama zeki bir çocuktu. Hocanın sorduğu soruları arada takılsada çözdü ve yerine geçti.

Sıra bana gelene kadar hocamız sıradan kaldırmaya devam etti.

Sıra bana gelince tedirginlikle ayağa kalktım ve tahtanın önüne geçtim. Hocanın sorduğu soruyu tahtaya yazıp çözmeye başladım.
Aslında ilk başta gayet kolaydı fakat sonrasında takılmaya başladım.

Soruda gitgide yavaşlarken arka taraflardan Ela ve Simge'nin sesini duydum;

"N'oldu canım,ilk gün bahsettiğin zekan düştü mü yoksa birden?" gülüştüler.

Matematik hocamız Gözde Hanım,Simge ve Ela'ya dönerek susmalarını söyledi.

Gülümseyerek döndüm ve,"Farkettim de,bu sınıfta sizden başka benden nefret eden yok.Anlıyorum çatlıyorsunuz ama,bari ortama uyum sağlayın."

Sınıftan 'ooo' sesleri gelmeye başlayınca hoca masaya elini vurup susmalarını söyledi.

"Sessiz olun,kesin laf atmayı!"

Simge'ye baktığımdaysa sadece kaşlarını çatmakla yetiniyordu.

Soruya geri döndüğümde aklıma şuan en ihtiyacım olan şey geldi. Bu soru tarzının nasıl çözüldüğüyle ilgili bir gün babamla konuşmuştuk. En zor soru tarzlarındandı bu ve babam hep bana sorardı.

İçimden babama teşekkürlerimi sunuyordum ve aklıma gelen formülü hemen tahtaya yazdım ve çözmeye başladım.

Son işlemlerimi de yapıp tahtadan uzaklaşıp Gözde Hoca'ya baktım. Tahminime göre soruyu sınıftan kimse bilmiyordu,Akın bile. Herkes çıt pıt hocanın diyeceği şeyi bekliyordu-Ben de dahil.

Hoca ayağa kalkıp bana gülümsediğinde,üzerimden büyük bir yük kalktı.

"Seni gerçekten tebrik ediyorum Deniz. Bu okula neden burslu gönderildiğin şu an açıklanıyor zaten. Senden üst seviyelerinde çözemediği en zor soru türlerindendi bu. Gerçekten aferim sana,sözlün 100."

Gülümsedim ve yerime oturdum. Başımla sıraya bakıyordum,kimseye bakma niyetinde değildim.

Yaren beni dürtüp gülümsediğinde ona karşılık verdim.

Daha sonra,diğerlerininde sözlüsü yapılmaya devam edildi.

*

AnonimWhere stories live. Discover now