221B BAKER STREET

3.6K 167 280
                                    

O zamanlar çok küçüktüm. Ama bir kısmını hatırlıyorum. İhtiyacım olan kısmını değil...

221B numaralı dairenin önünde bekliyordum. Hava çok soğuk ve yağmurluydu. Kim olduklarını hatırlayamadığım ailemi kaybetmiştim. Yolda gördüğüm birileri beni buraya kadar getirmişti. 4 yaşındaydım. Bütün gece orada bekleyeceğimi sanmıştım. Sonunda yaşlı bir kadın kapıyı açmıştı. Ona çaresizce bakıyordum. Kadın beni içeri aldı, "Oww zavallı küçük kız. Çok mu üşüdün?"dedi ve beni yumuşak bir battaniyeye sardı. Sonra birlikte üst kata çıktık.

"Çocuklar, bu küçük kız kapının önünde bekliyordu. Tatlı bir müşteriniz olabilir."

İçeride iki adam vardı. Biri gözleri kapalı, ellerini kavuşturmuş,ses çıkartmadan bekliyordu. Sarışın olan ise gazete okuyordu. Sarışın kısa boylu adam beni görünce endişeyle kucağına aldı,
"Bayan Hudson, çok ateşi var. Soğukta mi kalmış?"

"Evet. Sanırım."

Gözleri kapalı adam zıplayarak yanımıza geldi. Öfkeli bir şekilde
"Bu müşteri değil! Bir çocuk!" dedi.

Kadın dışarı çıktı. Kadına güvenmiştim, o odadan çıkınca korkmaya başladım. Sarışın adam sevecen bir şekilde benimle konuşmaya çalışıyor bana sorular soruyordu. Ama cevapları bilmiyordum.

"Adın ne?"

Konuşmaya korkuyordum, başımı iki yana salladım.

"Ailen nerede?"

"Bilmiyorum" diye fısıldadım.

"Seni buraya kim getirdi?"

"Bir adam."

"Hangi adam?"

"Tanımadığım biri. Burada Sherlock Holmes adında bir dedektif olduğunu, ailemi bulabileceğini söyledi. O siz misiniz?"

Sarışın adam, arkadaşına dönüp "Seni istiyor."dedi.

"Siz Sherlock Holmes musunuz? Ailemi bulabilir misiniz?"diye uzun boylu, kıvırcık siyah saçlı adama fısıldayarak sordum. Adam ilgisiz görünüyordu.

"Önemsiz. Elimde iyi bir dava var. Vaktimi harcayamam. Nerede de bulduysanız oraya bırakın."dedi acımasızca.

Sarışın adam beni kucağına aldı "O bir kedi değil! Bir çocuk! Üstelik hasta, robot olmayı kes!"diye çıkıştı.

Ama adam hala ilgisiz görünüyordu. Beni tekrar dışarı bırakacaklarını sanmıştım. Sarışın adam sanırım doktordu. Çünkü, doktor gibi, ağzını açmamı ve boğazlarımın şiştiğini söyledi. Bana ilaç içirdi. Sürekli siyah saçlı adam ile konuşuyordu, sanırım onu ikna etmeye çalışıyordu .

"Sanırım 3-4 yaşlarında. Adını hatırlamıyor. Tramva geçirmiş olmalı. Zavallı çocuk. Onu öylece bırakamayız."

Ama adam uzun süre konuşmadı. Sonra sakince "Ne istiyorsan onu yap John. Ama ben bir bebek bakıcısı değilim. Ben dedektifim."dedi ve sanırım odasına gitti.

Korkudan ağlamaya başladım. Sarışın adam bana sarıldı.

"Endişelenme, sorun yok. Seni elbette bırakmayacağız. Ağlarsan ateşin daha çok çıkar. Onun taş kalpli göründüğüne bakma, aslında iyi biridir."

Ağlama ihtiyacım dinmişti. Ama hala korkuyordum. Yeni tanıdığım insanların, ilk kez gördüğüm evinde kalacaktım. Sarışın adam uyumam için beni yanına aldı. Uyuyana kadar benimle konuştu. Ben ise hiç konuşmadan sakince onu dinledim.

"Ben John Watson. Doktor John Watson. Sen adını hatırlamıyor musun? Elbette hatırlamıyorsun. Saçların çok güzel tatlı kız. Onları seviyorsun değil mi? Sevmelisin. Sherlock'un da komik saçları var. Değil mi? Burada güvendesin. Endişelenmene hiç gerek yok. Her şey yolunda..."

HolmesWhere stories live. Discover now