YALNIZ YILBAŞI

269 38 32
                                    

Tüm bunların üzerinden birkaç ay geçti. Yılbaşı gecesiydi. Yalnız geçirmeyi planlıyordum. Son yılbaşımı yanımda sevdiklerimle geçirmiştim.

Kendim için özel bir şeyler yapmıştım tabii... Aslında içkiyi bırakmış olmama rağmen biraz almıştım.

Yakın zamanda çözebileceğim bir şeyler yoktu. Beynimi verebileceğim bir şeyler arıyordum.

Telefonuma baktım.

Sally Donavon » Mutlu yıllar.
» Çözdüğün son vaka için teşekkürler...

Sadece bu vardı. Hiç değilse Rosie den bir mesaj beklemiştim. Ya da Mycroft'dan. Ailemden birilerinden...

Mycroft emekli oldu. Ve Lestrade ile taşındılar. Başka bir ülkeye.

Evde sürekli bir sessizlik hakim oluyordu. Keman çaldığım zamanlar dışında sürekli sessizdi, televizyon bile açmıyordum.

Kemanımın akorunu düzeltmeye çalışırken kapı çaldı. Neredeyse düşürüyordum.

Telaşla kapıya koştum. Kimseyi beklemiyordum.

Bu çok sık olan bir şey değildir ama kendimi hazırlıksız yakalanmış gibi hissettim.

Gelen Victor du. Elindeki içki şişesini havaya kaldırdı ,mutlu bir şekilde gülümseyerek "Mutlu yıllar. Heralde tek başına kutlamayı düşünmedin ya?"dedi.

Onun tatlı heyecanı beni gülümsetti "Lütfen içeri gel."diyerek onu davet ettim. Elindeki şişeyi aldım. İçeri girince bir anda üzgün bir ifade takındı.

"Ah! Gerçekten yalnız mı geçirecektin? Ben birileri vardır diye düşünmüştüm aslında."

Bardakları dolduruken "Sorun değil, artık sen varsın."diye cevapladım.

Koltuğa kuruldu. Victor iyi biri de olsa bazen sinirimi bozduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum.

Çok dengesizim sanırım. İki dakika önce yalnız bir yılbaşı için üzülüyordum ve simdi yalnız kalmama izin vermediği için kızgınım.

Bu Victor ile ilgili değil tamamen benimle ilgili. Tamamen memnun olmayı bilmiyorum.

Bir süre öylece bardaklarımıza baktık. O bir yudum aldı. Ama ben kadehi sehpaya bıraktım.

Benim konuşmayacağımı anlayınca gergin bir havayla sohbet konusu açmaya çalıştı. Kendini bir şeyler söylemek için mecbur hissediyordu.

"İçmiyor musun?"

"Uzun zaman oldu ve canım pek de istemiyor."

"Evet gerçekten. Bir alkolik sayılmam ama senin bu konudaki azmine hayranım."

Bu sözüne başımı sallayıp gülümsemekle yetindim. O konuşmaya devam etti.

"Keyfin yok değil mi? Onları özlüyorsun."

"Evet."

"Evi de süslememişsin."

"Geleceğini bilmiyordum. Beni şaşırttın."

"Yine de çok güzel giyinmişsin. Bu yüzden birileri var sandım."

"Her zamanki gibi benim klasik tarzım. Gömlek ve pantalon."

"Ah evet."

"Sana bir sır vereyim mi? Gömlek harikadır. Her yere girebilirsin. Lüks bir restorant, bar, cafe, banka, şirket, hastahane, morg... Asla göze batmaz."

"Mantıklı. Aslında senin yeteneklerini sergileyip beni utandırmandan endişelenmiştim ama yapmadın."

"Aslında... Normalde bu günü sevgilinle geçirmeyi planladığını ama o dün seni terk edince elindeki şişe ziyan olmasın diye yanıma geldiğini görebiliyorum.
Hımmm aslında bundan daha fazlası...
Muhtemelen onunla yatmayı planlıyordun ama dün terk edilince bu planın da suya düştü. Hatta belki de şansını burada denemeye karar verdin. Bu yüzden aldığın şişeyi buraya da getirdin.
Bilinçsiz de olsa konuyu kıyafetlerime ve içkime getirmenden anlaşılabilirdi. Ama içki içmediğimi görünce egomu taze tutmaya ve sana değer verdiğimi düşündürtmeye çalıştın. Bunlar bilinçsizdi ama bir şekilde doğru. Sadece bunu unutabilirsin ne kadar yalnız olsam da seninle yatmayacağım!"

HolmesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin