ÇOK UZUN ZAMAN SONRA...

958 87 82
                                    

Tüm bunların üzerinden yıllar geçmişti.

Kız kardeşim Rosie evleniyordu.

Yıllar önce John ve Mary'nin evlendiği yerdeydik.

John ve Sherlock oldukça yaşlanmıştı. Ama yine de dinçtiler. İkisi de çok heyecanlıydı. Hatta belki Rosie den bile daha çok...

Rosie ye yardım etmek için yanına gittim.

"Rosie,yardıma ihtiyacın var mi?"diye seslendim.

Kapının arkasından bana göründü,"Evet abla! Lütfen içeri gel!"diye seslendi.

İçeri girdiğimde gözlerim doldu,"Ah tatlım! O kadar güzel görünüyorsun ki..."diye ağzımdan çıkıverdi.

Rosie gülerek "Yoksa duygusuz Sherly Holmes'u ağlatacak mıyım?"diye sordu. Elbisesinin yakalarını düzelterek gözlerimi sakladım.

"Bu imkansız olurdu."

"Nasıl görünüyorum?"

"Harika."

"Teşekkürler ablacım"

Bir süre sessizce bekledik. Rosie,Mary'e çok benziyordu. Sadece daha sevimli bir yüzü ve uzun saçları vardı.

"Babam nasıl?"

"Çok heyecanlı."

"Güzel. Nedimem hazır mı?"

"Evet,seni bekliyordu."

"Tamam. Ah Sherly! Çok heyecanlıyım."

"İnanamazsın ama ben bile öyleyim."

"Sen düşünmüyor musun?"

"Ne? Bunu mu? Elbette hayır. İnsan duyguları..."

"Tamam tamam. Anladık."

"Rosie Watson"

"Artık öyle olmayacak"

"Biliyorum. İzin verirsen bir konuşma yapacağım, artık ne kadar becerebilirsem."

"Tamam."

"Rosie Watson. Sen bir insanın sahip olabileceği en tatlı, iyi... hmm şey... kardeştin. Benim için çok... değerlisin. Ablan seni her zaman sevecek."

"O kadar kötü bir konuşmaydı ki ağlayabilirim."

"Biliyorum. Berbattı. John seni bekliyordur. Gidelim mi?"

"Olur"

John kapıdaydı. Rosie onun koluna girdi. Rosie nin odasını toparlayıp salona gittim. Salona geri döndüğümde Ian ve Rosie sandalyelerine oturuyordu.

John ve Sherlock en öne oturmuştu. Fısıldaşıyorlardı.

En arkadaki masaya oturdum. Uzun ve sıkıcı konuşmalar yapıldı. Yüzlerce defa kendime neden orada olduğumu sordum. Sonra "Rosie için."diye hatırlattım.

Herkes mavi, pembe,mor,beyaz gibi iç acıcı renkler giyinmişti. Smokinler bile krem rengiydi. Ben ise siyah elbisem, siyah topuklu ayakkabılarım ve kırmızı rujumla oldukça ciddi görünüyordum.

Sherlock beni ilk gördüğünde;

Sherlock: Annene benziyorsun

John: Benzemiyor. Aynısı! Sadece... Seni daha sevimli yapan bir şeyler var.

- Irene Adler'a mi?

Sherlock: Evet.

- O kadınla tanışmayı isterdim.

HolmesWhere stories live. Discover now