DEFTER

319 38 21
                                    

Eve gelip kendimi yatağa attım. İnsan ilişkileri beni sürekli koşuşturduğum davalardan daha çok yoruyor.

Zihinsel veya fiziksel yoğunluk beni yormuyor ama duygusal yoğunluk mahvediyor. Bu yüzden duygulardan uzak durmak en akıllıca olanı ama bazen kaçamazsın.

Bu yüzden eve gelince paltomu bile çıkartmadan uyuyakaldım. Paltom, Sherlock'unki gibiydi. Bu yüzden bana kendimi güvende hissettiriyordu.
Bir süper kahramanın pelerini gibi...

Tüm gece rüyamda Rosie'nin mutlu olması ve olamaması ile ihtimaller ile ilgili rüyalar görüp durdum. Çünkü onun mutlu olmasını gerçekten istiyorum, o bunu hak ediyor.

Ama her iki durumda da işine burnumu sokamam. Olan onca şeyden sonra hayatına karışmama izin vermeyeceğini biliyorum.

Benim yapmam gereken tek bir şey vardı. 221B'ye taşınıp taşınmayacağıma karar vermek.

İlk başta iyi bir fiyata kiraya vermeyi düşündüm. Ama bizim anılarımızın içinde yabancı insanların yaşaması düşüncesi hoşuma gitmiyordu.

Ama o güzel evi boş bırakmak da istemiyordum. Sanki oraya göz kulak olmalıymışım gibi geliyordu ki zaten öyle yapmalıydım.

Bu yüzden istediğim şey oraya taşınmaktı.

Ama bir şekilde buradaki anılarımı da bırakmak istemiyorum. Amy ile olanları...

İki ev de canımı yakıyor ama ikisini de kaybetmek istemiyordum. Ama bir seçim yapmam gerekiyordu ve 221B'yi seçtim.

Elimde ciddi bir vaka vardı. Bu yüzden taşınmak için acele etmiyordum.

Uğraştığım vakada bir katil yoktu. Bir çeşit dolandırıcılar çetesi vardı. Her gün en az iki kişinin banka hesaplarını ele geçiriyorlardı.

Vakayı ilginç yapan kısım dolandırıcılar kurbanlarla hiç iletişime geçmiyordu. Bundan emindim çünkü kurbanların hiçbir ortak noktaları yoktu.

Bu hayatım boyunca çözemediğim tek vaka oldu. Gizemli bir şekilde her şey durdu. Ve bitmesine rağmen ne kadar denesem de bir sonuca ulaşamadım.

Eğer Stephen Northon vakasını da sayarsak ikinci çözemediğim vaka da olabilir. Sonuçta onu da elimden kaçırdım. Her ne kadar işini bitirmiş olsam da kendimi o vakayı çözmüş sayamam...

Her neyse... Taşınmak konusunda bir bu sebepten bir de Amy'nin odası yüzünden oldukça geciktim.

O öldüğünden beri odasına girmemiştim. Tüm odaları toparladım ama Amy'nin odasının kapısını bile açmamıştım.

Ama bunu yapmam gerektiğini biliyordum ve düşündüğüm kadar acıtmadı.

Odasında hoş bir defter buldum. İçinde numaralar, adresler, tarihler, randevu saatleri ve bazı notlar vardı.

Özel eşyalarını iki kutuya ayırdım. Bazılarını ailesine gönderecektim, bazılarını da kendime saklayacaktım.

Bir an için ailesinin bunu hak etmediğini düşündüm ama belki de hak etmeyen kişi bendim.

Amy'e bu dünyada en çok zararı ben vermiştim. Hayatına son vermesine sebep olacak kadar çok zarar vermiştim.

Kumbarasında biraz para buldum. Bunlar ailesine gidecekti.
Bir de ufak tefek mücevherleri. Onlar da ailesine gidecekti.
Tabii ki kıyafetleri de ailesine gidecek kutuya koydum.
Defterde adres yazdığı için kolay olacaktı. Hala orada yaşadıklarını düşünüyorum.

Zaten fazla eşyası yoktu.
Kendim için ayırdığım kutuya maddi değeri olan hiçbir şeyi koymadım.

Sadece pisi pisilerini, birlikte aldığımız küçük eyfel kulesi biblosunu ve o sevimli defteri koydum.

HolmesWhere stories live. Discover now