1

244 24 12
                                    

Limonlar.

Sarı, küçük, sulu ve ekşi limonlar.

O.

Sarı, büyük, üzgün ve konuşmayan o.


Bal sarısı gözlerini her zamanki gibi denize çevirmiş öylece oturuyordu camın önünde. Yanındaki masada bir bardak su ve bir tane limon vardı. Elimdeki poşeti havaya kaldırıp neşeyle konuştum.

''Bak sana ne getirdim? ''

Güzel gözlerini anında bana çevirdi ve poşete baktı. Limonları fark eder etmez gülümsedi. Gözleri kısıldı ve elini uzattı. Hemen limonları ona verdim. Birkaçını avucu içine hapsedip burnuna götürdü ve doyasıya kokladı.

Kıvırcık saçları bu hareketi ile birlikte yüzünü kapamıştı. Ama ne kadar mutlu olduğunu fark edebiliyordum. Yüreğim her ne kadar onun aşkı ile yansa da beni hiç üzmemişti. Bana hep iyi davranırdı.

Limonlara olan bu zaafı sayesinde onu mutlu etmek çok kolaydı. Limonlardan başını kaldırıp önünde duran kağıda bir şeyler yazıp bana gösterdi.

Teşekkür ederim.

Güzel yazısına bakıp tebessüm ettim.

''Rica ederim. ''

Ona son bir bakış atıp odadan çıktığımda hızla atan kalbimin üzerine onu durdurmak ister gibi avucumu bastırdım. Odama gidip çekmeceden yeni hattı çıkarıp taktım ve açılmasını bekledim.

Sanırım yapacaktım.

Ezbere bildiğim numarasını hızla rehbere ekleyip mesaj attım.

Siz: Bana yardım et.

Siz: Yalvarırım bana yardım et.

Limon çevrimiçi.

Limon yazıyor...

Limon: Anlamadım?

Siz: Seni seviyorum.

Siz: Lütfen bana yardım et.

Limonlar  °Texting°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin