25

91 13 1
                                    


Gözlerim artık acıyordu. Bir şeyleri net görebilmek için gözlerimi kısmak zorunda kalıyordum, başımda hiç geçmek bilmeyen bir ağrı vardı.

Ekim'i düşünmekten asla vazgeçemiyordum. Bir gündür odamdan çıkmamıştım. Bilmiyorum belki yokluğumu fark eder de yanıma gelir diye ummuştum.

Çok acı...

Yasemin defalarca yanıma gelmeye çalışmıştı ama onu reddetmiştim. Ona da kızgındım. Asel'i sevdiği için kızgındım mesela. Beni abisinin yanına yakıştırmadığı için de kızgındım  Ekim'e de kızgındım. Herkese kızgındım.

Kimi kandırıyordum ki?

Ben hiçbirine kızgın değildim. Kızdığım kişi kendimdim. Onun beni sevmeyeceğini bile bile girmemiş miydim bu yola? Ne  diye onu sahiplenmiştim ki? Umut mu vermişti? Hayır. Ne diye onu sevip beni seveceğine inandırmıştım kendimi?

Gülüşüne aşık olmuştum belki de.

Aslında her şeyine aşık olmuştum. Kalbimi mahvedecek olan her şeyiyle sevmiştim onu, hoş halâ seviyordum.

Salak kalbim, salak kalbim sevmesene...

Olmuyordu, her gün daha çok seviyordum sanki. Buğulu gözlerle önümde açık duran test kitabına baktım. Sadece bakıyordum asla hiçbir şeye odaklanamamıştım.

Canım yanıyordu...

Kapının çalınması ile irkilerek gözlerimi sildim. Ağlamaktan sesim kısılmıştı. Ayaklarımı yorgunca hareket ettirip kapıya ilerledim. Kilitli olan kapımı yavaşça açıp davetsiz misafirimi bekledim.

Limonum dağınık saçları ile tedirgince odama girdi. Beni gördüğü anda yüzünün değiştiğini canının acıdığını fark etmemle gözlerim yeniden doldu.

Dudaklarının titrediğini fark ettim. Doğru mu görüyordum?

Çenesi seğirdi, birkaç kez açıp kapadı dudaklarını.
Gözlerini kapadı kısa bir süre. Elleri umarsızca saçlarında gezindi. Uzun zamandır hayal ettiğim şey o kısacık olan anda oldu.

"Akasya. " dedi zorlukla.

Yutkunamadım.

Onun da gözleri dolmuştu.

"Ekim? " diye fısıldadım zorlukla, boğazım acıyordu.

Tebessüm eder gibi acı bir gülümseme dokundu dudaklarına.

"Akasya. " dedi yeniden.

Sanırım ben yeniden öldüm.

Limonlar  °Texting°Where stories live. Discover now