3

128 24 2
                                    

Dünkü konuşmamızda bana görüldü atmasının ardından hiçbir şey yazmamıştım. Fakat her çevrimiçi olduğunda yazmamak için kendimi zor tutuyordum.

Odamdan çıkıp salona geldiğimde onu yine aynı yerde buldum: Camın önünde.

"Günaydın! " diye bağırdım neşeyle.

İrkilse de gülümseyerek bana döndü ve kağıda bir şeyler yazdı.

Günaydın

Kıvırcık saçları dağınıktı bugün. Gözleri de şişti. Uyuyamamıştı herhalde.

Yanındaki sandalyeye oturup ben de onun gibi denize çevirdim bakışlarımı.

"Uykusuz görünüyorsun. " dedim kısık sesle.

Bana baktı. Sonra yavaşça kalemi eline aldı ve yazmaya başladı.

Yazması bittiğinde gözlerini bana sabitledi ve kağıdı bana doğru uzattı. Küçük kağıdı avucumun içine hapsederek okudum.

Dün gece değişik rüyalar gördüm. Uyuyamadım.

Merakla ona baktım.

"Korkutucu rüyalar mı? " diye sorduğumda bir an rüyasını hatırlamış gibi yüzü kasıldı.

Sonra başını onaylayarak salladı ve tekrar denize döndürdü bakışlarını.

Keşke bana anlatabilirsin diyebilseydim o da anlatsaydı bana. Saatlerce dinleyebilirdim onu, hiç bıkmadan.

Özlemle yanıp tutuştu bedenim. Konuştuğu zamanları hatırladım. Bana anlattığı sevdiğini hatırladım. İçini yakıp kavuran aşkını bana anlatışı gözümün önünden gitmiyordu yıllardır.

Ben onu sevdiğimi itiraf edememiştim. Dilim lâl olmuştu, yüreğim korla dolmuştu da söylememiştim.

Yavaşça ayağa kalktım ve odama gittim. Kapıya yaslanıp yavaşça yere oturduğumda komodinde duran telefonumu hızla elime aldım.

Siz: Özledim.

Siz: Yemin ederim çok özledim Ekim.

Siz: Yemin ederim.
(Görüldü)

Limonlar  °Texting°Where stories live. Discover now