16. bölüm

182K 9.1K 2.1K
                                    

Merhaba...

Keyifli okumalar....🥰

Bakışlarım suratı yavaş yavaş buruşan adama kaydı. Cihangir'in elini koyduğu omzu çökerken acı çektiği çok açıktı. Elindeki sigara yere düştüğünde dudaklarımı büktüm.

"Cihangir..."

Sert bakışları anında beni buldu. Sessiz kalsam daha iyi olacaktı anlaşılan. Hâlâ elini çekmediği adamla benim arama girdiğinde göz göze geldiler.

"Yanlış anladınız."

Burak'ın inleyerek söylediklerine inat Cihangir'in sert ve ürkütücü sesi her şeye yeterdi.

"Ulan it. Sen kimsin de benim nişanlıma asılıyorsun?"

Karşımızdaki adam iyiden iyiye korkmaya başladı.

"Ben... Özür dilerim ağabey. Nişanlı olduğunu bilmiyordum. Bırak gideyim."

Canı fazla acıyor olmalı ki resmiyet kısmı son bulmuş değişim başlamıştı. Bu duruma seyirci kalmam gerekiyordu belki ama kalamadım.

"Cihangir bırak lütfen."

Cihangir beni duymadı bile.

"Ben şimdi senin ağzını burnunu dağıtsam kim mâni olacak bana?"

Burak korkuyla geri çekilmeye çalıştı.

"Ağabey yalvarırım bırak beni."

Adamın yakasındaki kartı alarak okumaya başladı.

"Burak Tunç. Demek dekorasyon şefisin. Ama işini yapmak yerine kadınlara mı asılıyorsun?"

Panik olan adam başımı iki yana salladı.

"Ağabey gözünü seveyim ekmeğimden etme."

Şaşkınlıkla bakıyordum karşımdaki adama. Oysa biraz önce yanımda aslandı. Şimdi ise az daha Cihangir'in ayaklarına kapanacaktı. Aslan gitmiş yerine küçük bir pisicik gelmişti. Cihangir elinin altındaki adamı geriye savurdu. Yere düşmesiyle de parmağını havada salladı.

"Ulan... Ulan dua et burası yeri değil. Yoksa ben bilirdim sana yapacağımı. Defol git şimdi."

Burak panikle toparlandığında arkasına bakmadan yanımızdan gitti. Cihangir'in sert bakışları bana döndüğünde zorla da olsa yutkundum.

"Ne işin var dışarıda?"

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Nasıl söyleyecektim şimdi gideceğimi? Bakışlarımı kaçırıp yere düşürdüm. Hemen yanımızda duran taksiyle benim cevap vermeme gerek kalmadı.

"Gidiyor muydun İnci?"

Cihangir'in kırgın sesiyle başımı kaldırdım. Gözlerini bulan gözlerim çölde serap görmüş gibiydi.

"Görevim bitti ve ben gitmem gerektiğini düşündüm."

Sağ elinin parmaklarıyla şakaklarını ovan Cihangir sıkıntılı bir nefesi de dışarı bıraktı. Taksiye doğru eğilerek şoförün görüş açısına girdi.

"Gerek kalmadı usta. Git sen."

Homurdanarak giden taksicinin ardından valeye işaret verdi. Arabasını istiyordu. Bakışları beni bulduğunda üzerindeki üniformanın ceketini çıkarmaya başladı. İlgiyle izliyordum onu. Çok yakışıklıydı. Çıkarttığı ceketini bir adımda bana yaklaşarak omuzlarıma astı. Serinleyen bedenim ceketin sıcaklığına kavuştuğunda gözlerim kapandı. Buram buram kokusu doluyordu burnuma. Gözlerimi araladığımda çatık kaşlarıyla bana bakan adam hâlâ çok sertti.

Baytar Hanım (Basıldı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin