51. bölüm

100K 7.1K 2.7K
                                    

Herkese merhaba...🤗

Bu gün farklı bir şey yapalım.

Bu kısma hangi şehirlerden kitabımı okuyorsunuz yazarsanız çok sevinirim...🥰

Keyifli okumalar... 🤗

3 ay sonra....

Bir insanın ruhu gittiğinde geriye ne kalır? Ya kalbini de kaybederse... Şimdi ben ya canımı kaybedecektim ya da kanımın son damlasına kadar savaşacaktım. Hangisi doğru seçimdi? Can mı, canan mı?

Ya ben ikisini de istiyorsam...

"Dila, şu senin okul işini de halletmemiz gerekiyor."

Dila üzerimdeki gelinliğe boş gözlerle bakarken kollarımı açmış Nişantaşı'nın ünlü modacısı olan Tülin Başkar'ın son rötuşlarını sabırla bekliyordum.

"Bu gelinlik bence sana hiç yakışmadı."

Benim söylediğim şeyi es geçerek gelinliğime laf etmesine şaşırmadım. Çünkü Tülin Hanım ne zaman ölçü almaya gelse aynı şeyi yapıyordu.

Kaşlarını çatarak Dila'yı yolmaya hazır bakan Tülin Hanım beni gülümsetirken başımı iki yana salladım. "Yine lafı değiştiriyorsun."

Koltukta sıkılmışçasına oturan Dila gözlerini devirdi. "Tamam, söz verdim sana, okuyacağım. Zaten ben de istiyorum bunu, biliyorsun."

Yüzümdeki buruk tebessümle üzerimdeki gelinliğe baktım. Omuz kısımları dantelli askılarıyla hafif göğüs dekolteli, belden üstü dantel işlemeli ve alt kısımları kabartmalı nakışlarla dolu, iki kat gibi görünen prenses model gelinlik hiç de hayallerimdeki gibi değildi. Belki üzerimde güzel duruyordu ama ne yazık ki beni yansıtmıyordu. Daha çok emanet gibi durduğunun farkında olsam da umursamadım. Sevdiğim adam olmadıktan sonra ne önemi vardı ki?

"Artık bitirebilir miyiz Tülin Hanım?"

Bana gelinlik dikmekten bir türlü keyif alamayan Tülin Hanım başını kaldırıp yüzüme baktı. "Tabii İnci Hanım. Bu son provamızdı zaten."

Zoraki bir tebessümle kollarımı indirdim. "Teşekkür ederim."

Gelinliği çıkartmamla Tülin Hanım kapıdan çıkmadan sokmuştu yine lafını. "Yalnız biraz kilo almışsınız İnci Hanım. Dikkat ederseniz sevinirim."

Kapıyı suratımıza kapatıp gitmesiyle Dila ve Arya ile bir süre öylece birbirimize baktık.

"Yilniz biriz kili ilmişsiniz İnci Hinim. Dikkit idirsiniz sivinirim." Arya'nın tekrarı hepimizi güldürürken yatağıma uzandım. "Bitmedi üç aydır şu işkence."

Arya da yanıma uzanarak homurdandı. "Kendin kaşındın. Hâlâ nasıl böyle bir şeyi kabul ettin anlamıyorum."

Elimi havaya kaldırıp rastgele salladım. "Boşveeeer..."

Uzatarak söylediğimle Dila takılmıştı gözüme. Koltuğa oturmuş boş gözlerle karşıya bakıyordu. Konu gelinlik, düğün olunca kim bilir neler düşünüyordu. Onun üzülmesini istemiyordum. Keşke elimden daha fazlası gelebilseydi...

Ben hastaneden çıktığımda Dila hâlâ yoğun bakımdaydı. Onun hastaneden çıkışı neredeyse iki haftayı buldu. Sonra polisler götürmüştü onu. İtirafçı olmasından ve hiçbir olaya karışmamasından dolayı ceza yemekten kurtulmuştu. Tabii bir de yaşı küçük olduğu için ona bir avantaj sağlamıştı. Ne yazık ki tek yakını dedesiydi ve Dila biraz daha kapanmıştı içine. Normalde yaşından dolayı mecburen dedesinin yanında kalıyordu fakat düğünü bahane ederek bir süreliğine yanıma almıştım onu. Biraz değişiklik ona da iyi gelecekti. "Dila gelsene sen de buraya."

Baytar Hanım (Basıldı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin