4'

35.1K 2.9K 1.1K
                                    

"selam." jungkook, yaklaşık üç ay önce gördüğü çocuğu tekrardan karşısında görmenin değişik hissini yaşıyordu. aylar öncesinde onun hakkında tek bir fikri olmazken şimdi ise suratına baktığında aklına tek şey geliyordu. sadece birkaç gün içinde böylesine dengesizleştiği için ve aniden gözlerinin dolmasını engelleyemediği için bile kendinden nefret etmeye başlamıştı.

bu duruma düşmeye neden olan sebepleri varsa eğer, hepsinden teker teker nefret etmeye başlamıştı.

taehyung, karşısında oldukça cılızlaşmış çocuğa bakarken içinde bir yerlerin burkulmasını engelleyememişti çünkü yaklaşık üç ay öncesindeki, gerçekten bakımlı ve yapılı çocuk ile saçları uzayıp bakımsızlaşmış, üstündeki hırkası birkaç beden büyük duran -bu da giderek zayıflamış olduğu anlamına gelirdi, en kötüsü de son birkaç günde bu kadar çökmüş olma ihtimaliydi- bu çocuk aynı kişiler olamazdı. onun suçu olmayan bir şeyin onu bu denli etkilemesine sinirlenmişti büyük olan ister istemez.

"selam, ne yapacağız şimdi?" kuru bir karşılıktan sonra direkt konuya girmeyi hemen ardından biraz saçma buldu taehyung fakat aldırış etmedi, zaten bunun için burada değiller miydi?

dediği şeyle kolunun kavranıp çalıların arasındaki banklardan birine oturtulması bir oldu. hala kolunu bırakmayan jeongguk etrafı kolaçan edip saatine bakmıştı. belli ki hazırlıklıydı. "yoongi'nin dersi bitecek birazdan, onu takip edeceğiz. bakalım tahminlerimiz doğru mu..."

dediği gibi yaklaşık beş dakika sonra karşılarındaki fakülteden min yoongi çıktığında neyseki etraflarını kamufle eden çalılar sayesinde gözükmüyorlardı. gözlüklerini çıkarmamış olan genç adam hiç etrafına bakmadan fakülteden ayrılıp kampüsün çıkışına doğru ilerlerken diğer iki genç de sessiz adımlarla ve hafiften saklanarak önlerindekini takip ediyorlardı. bunun sonunun nereye varacağını ikisi de bilmiyor fakat ikisi de deli gibi merak ediyordu; gerçekten de akıllarında dönüp dolaşan şey gerçek mi diye düşünürlerken bir yandan, bir yandan da yakalanmamak adına kılı kırk yarıyorlardı.

jeongguk bir yandan ilerlerken çoktan dalmış olduğu düşüncelerinden kendisini koparan şey kolundan sertçe kavranılması olmuştu. taehyung tarafından sertçe diplerindeki binanın duvar köşesine sinerlerken karşılaştıkları manzara iki kalbin en ufak parçalarına kadar dağılmasına neden olmuştu.

min yoongi, karşısında ona gülerek gelen park jimin'i belinden kavrayıp dudaklarına yapıştığında onları sadece duvar kenarına sinmiş bir halde izlemekle yetinen jeon jungkook ve kim taehyung'un kalbi ufalanırcasına dağılarak birbirine karışmıştı. önde duran jungkook'un suratını göremese bile ağladığını hafifçene titreyen omuzlarından anlamış olacak ki taehyung, beklemeden küçük olanı kendisine doğru çevirip yüzünü kendi boynuna gömecek şekilde sıkı sıkıya sarılmıştı. taehyung'un maddi yahut manevi olarak da sayabileceği desteğinden yararlanırcasına kollarına tutundu jungkook, eğer kendisini kavrayan kollar olmasaydı güçsüzlükten ve tükenmişlikten yere yığılabilirdi.

ve o gün, bu iki aldatılmış insan kırılmış kalplerini onarmıştı beraber ancak ikisinin de hesaba katmadığı bir şey vardı; beraber ufalanmış kalpleri karışmıştı aynı kader ve acıyla, sol yanlarını tamir ederlerken artık birbirlerinin parçalarını kendilerinde taşıdıklarını ve bu sayede asıl yollarının kesiştiğini henüz bilmiyorlardı.

-

ühühhü arkadaşlar ben bunlara da çok fena abarıyorum napıcaz 👇🏻👇🏻👇🏻

ühühhü arkadaşlar ben bunlara da çok fena abarıyorum napıcaz 👇🏻👇🏻👇🏻

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
Revenge ✓Donde viven las historias. Descúbrelo ahora