31''

23K 1.7K 1.5K
                                    

❗️yarı mature bir bölüm olduğu için rahatsız olacaklar okumayabilir.

-

jeongguk, ızdırap gibi geçen haftaların ardından, şu an dünyanın en mutlu insanı olduğuna adı kadar emindi.

kendini onca olayların ardından bir kez daha artık oldukça aşina olduğu kapının önünde bulduğunda nasıl hissetmesi gerektiğini bilmiyordu ama emin olduğu bir şey vardı ki tüm heyecanı adeta bedeninden taşıyordu. elleri titriyordu ve yol boyunca avuç içlerini pantolonuna silmek zorunda kalmıştı. önceden olduğu gibi rahatlıkla gelemeyeceğini biliyordu artık buraya, karnındaki kasılmalar ve göğsündeki çırpıntılar sadece ufak bir fragmandan ibaretti.

ve nihayet zili çaldığında taehyung onu fazlaca bekletmemişti. yüzündeki samimi gülümsemesiyle kapıyı açıp geçmesi için eliyle işaret ederken sevgilisinin yaydığı pozitif enerjiyle biraz da olsa rahatlamış gibiydi fakat yine de diken üstünde oturuyormuş gibi hissetmeden de edemiyordu.

bir süre salondaki cam duvarın önündeki geniş kanepede oturdular çekingence, sanki önceleri hiç yakın olmamışlar gibi ikisi de kanepenin iki ucuna sığınmıştı adeta. taehyung kendisi gibi jeongguk'un da çekindiğini anlayınca istemsizce gülmüştü, halbuki ikisi de biliyordu böyle davranmanın manasızca olduğunu. bu yüzden büyük olan, küçüğüne epeyce özenerek yaptığı makarnayı yemeyi önermişti aralarındaki gergin ortamın dağılmasını amaçlayarak; nitekim düşlediği şey çok geçmeden gerçekleşmişti. yemek yerlerken konu konuyu açmış, aralarındaki eski yakınlık yerini bulmuştu. jeongguk her güldüğünde iki ön dişlerini göstererek gülmüş ve taehyung her seferinde gafil avlanarak dalıp gitmişti çocuğun gülüşünde.

şimdiyse film izlemeye karar kılmışlardı, tıpkı jeongguk'un evindeki gibi. belki de onlar için en uygun aktivitelerden biri de bu olmalıydı çünkü ikisinin de oyun oynamak kadar zevk aldığı bir şey varsa, o da film izlemekti. taehyung içinde satın aldığı filmlerin olduğu kutudan çıkarıp filmleri jeongguk'a gösterdiğinde gerçi küçük olan biraz hüsrana uğramıştı çünkü hepsi ya aksiyondu, ya da fantastikti. aksine, bu türdeki filmleri çok severdi fakat taehyung ile dinamiği daha sakin bir film izlemek, daha cazip gözüküyordu gözüne.

o sırada kutunun dibinde kalan mavi renkli ufak cd kutusuyla gözleri parladı adeta. gördüğü şey belki de kendisini duygusal olarak en çok etkileyen call me by your name filminin ta kendisiydi.

"bunu izleyebilir miyiz taehyung, lütfen?"

taehyung küçüğünün gerçekten de canlı kanlı bir şekilde beraberlerken bu denli uysal olmasına bir kez daha inanamazken gülerek başını salladı, o istediği sürece her şeyi yapabilecek kudrete sahip olduğunu hissediyordu çünkü.

"sen böyle tatlılıkla sorarken reddetmem imkansız gibi görünüyor zaten."

taehyung, beklemeden filmi dvd'ye taktıktan sonra hemen ardından yatağından farksız olan rahat kanepede yerini aldığında jeongguk'un da yanına gelmesini bekliyordu ki küçüğü yine kanepenin diğer ucunda rahatsızca oturunca onaylamaz bir şekilde başını salladı, jeongguk tam başını çevirip ne olduğunu soracaktı ki kolundan çekilip kendini tam anlamıyla taehyung'un kucağında uzanır bir vaziyette bulması bir olmuştu. taehyung'un bunu nasıl başardığını sahiden anlayamamıştı ancak saniyeler içinde bacaklarını iki yana ayırarak uzanan kendisine yaslı bir biçimde uzanmasını sağlayacak şekilde çekiştirmesi yalnızca birkaç saniye içinde gerçekleşmişti. şimdiyse tıpkı o günkü gibi, kendisini öptüğü günki gibi, uzanıyorlardı öylece. taehyung çenesini usulca jeongguk'un omzuyla boynu arasında kalan kısma yerleştirmişti ve jeongguk daha önceleri hiç bu kadar huzurlu hissettiğini hatırlamıyordu.

Revenge ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin