•32• Çikolata ve Vişne.

27.2K 1.7K 490
                                    

Gözlerini özledim.

Hiç bir şeye anlam veremezken öylece duruyordum.
Bu çocuk Burak mı yani?
Çocukluğum da ki, oyun oynadığım, kavga ettiğim, ödevlerimi yapan, beni koruyan..

Peki 'onu da' ne demek.
Benden başka kimi.
Hızlı adımlarla parka doğru yürüyordum, yalnız kalıp ağlamak istiyordum.

Şu an onların ne yaptığını ne konuştuğunu duymak bile istemiyordum.
Ben nasıl bir bataklığın içindeydim.

Parkta ki duvarın dibine oturduğumda dizlerimi kendime çektim ve başımı yasladım.
Hava kararıyordu ama bu umrumda değildi.
Hıçkırarak ağlarken aklıma anılar geliyordu.

"Ferhat ver şunu kıza."

"Sanane oğlum, ne karışıyorsun sen."

"Ya versene Ferhat abi, benim bebeğim."
Burak Ferhat'ı ittirdiğinde yere düştü ve elinde ki bebekte düştü.
Burak yere eğilip bebeği alırken Ferhat sinirli bir şekilde bakıyordu Burak'a.

"Kayra ile uğraşma Ferhat."

Burak gülümseyerek küçük kızın yanına gidip bebeği uzattı.
Kayra bebeği almak yerine Burak'a sarıldı.
"Teşekkür ederim Burak Abi."

Gözyaşlarım hatırladıkça daha da çoğalırken anılar zihnimden silinmiyordu.

Şeyma, Kayra ve Buse kaldırımda evcilik oynarlarken erkeklerde az ileride top oynuyorlardı.
Mahalleye dondurmacı arabası girdiğinde bütün çocuklar oraya dolmuştu.
Küçük Kayra tam dondurma istemek için uzanacak iken Ferhat yanına geldi ve bir külah uzattı.

İki top dondurma vardı ve Kayra'nın en sevdiklerindendi.
Çikolatalı ve vişneli.

"Özür için, senin sevdiklerinden." dedi gülümseyerek küçük çocuk.

Kayra da buna karşılık gülümsedi ve külahı eline aldı.

"Affettim bile."

Küçük Kayra ile Ferhat kaldırıma oturdukların da.
Burak da onları izliyordu.
Elinde ki iki külah dondurmadan kendininkini, limonlu ve elmalı olanı çöpe attı.
Ve çikolata ile vişneli olanı Buse'nin yanına giderek ona verdi.

"Buse?"

"Efendim Burak Abi."

"Sana aldım," diyerek dondurmayı uzattı Buseye.
Buse kaşlarını kaldırdı ve dondurmayı göstererek cevap verdi."

"Emin misin bana aldığına? Kayraya almışsın gibi duruyor, vişneli ve çikolatalı."
Burak Buse'nin avcunu açtı ve külahı eline verdi.

"Sana aldım Buse." dedi ve saçlarını karıştırdı daha sonra gülümseyerek oradan uzaklaştı.

Bütün sinirimle kalktım ve ayağımı yere vurarak çığlık attım.
"Her şey benim yüzümden."

Ağaçların yapraklarını, çimleri koparırken.
Sinirden ne yaptığımı bile fark etmiyordum.
Durmadan çığlık atıyordum.
Arkamdan belime sarılan kollarla kendimi durdurdum.
Sık sık nefesler alıp verirken.
İttirmeye çalışıyordum arkamda ki bedeni, ama sadece çalışıyordum.
Hiç gücüm yoktu onu ittiricek.

Ensemde sıcak nefesini hissettiğimde irkildim.
"Gözümün önünde kayıp gidiyorsun ve ben hiç bir şey yapamıyorum." dedi titreyen sesiyle.
Burak olduğunu anladığımda bağırarak cevap verdim.

"Uzak dur benden," gözümden yaşların düşmesiyle devam ettim.
"Burak Abi."
O günden sonra ona abi hiç dememiştim.
Bu ilkti ve bilerek abi demiştim.
Güldüğünü dâir ses duyduğumda tekrar bütün dikkatimi ona verdim.

Bir süre sessiz kaldığında hala daha sarılıyordu bana.
Ne kadar ittirmeye çalışsamda çok güçlüydü ve izin vermiyordu.

"Eve gitmem gerekiyor, bırakır mısın?"
Yavaşça geri çekildiğinde hemen kurtardım bedenimi.
Ona döndüğümde yüzünü inceledim tekrardan.
O gece hava karardığı için tanımamıştım ama Burak'ı gözleri yüzünden her yerde tanıyabilirim.

Birbirimize öylece bakarken, onun odak noktası gözlerimdi.
Ama ben birinin gözlerine bakamazdım zaten hiç bir zaman.
Sanki bir şeyler anlatmaya çalışıyordu bana gözleri ile,
Çok yoğun bakıyordu.

Aklıma gelen bazı düşüncelerle kafamı sağa sola salladım.
Ve hızla yanından geçecek iken elimi tuttu.
Ona dönmeden bekledim, elimi çekmeden sadece bekledim.
Bir şeyler söylemesini.

"Kayra?" dedi sanki konuşmak için izin istiyor gibi.
Ağlamamak için kendini tutuyordu.

Gözlerimi sıkıca kapattım, ve yaşların sessizce dökülmesine izin verdim.
Büyük sessizliği benim hıçkırığım böldüğünde.
Seslice yutkundu.

"Özür dilerim." dedi sadece.

Dudaklarımı ısırırken ağlamamak için zor mücadele ediyordum.

"Sana aşık olduğum için, özür dilerim."

Söyledikleri ile bedenim daha fazla dayanamaz iken, elimi elinden ayırdım.

Her bir kelime beynimde tekrarlanırken nefeslerim sıklaştı, kalbim hızlandı.
Bacaklarım beni daha fazla taşıyamadı ve kendimi karanlık bir boşluğa attım.

Gözlerini özledim.

keşke beni sevseydin. | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin