•47•Bin yıl gibi.

26.1K 1.2K 590
                                    

Gözlerini özledim.

ferhatcalik: Hazır mısın?
Alayım mı seni kapıdan?

kayraltan: yok sen parkta bekle ben gelirim.

kayraltan: iyiyim merak etme.

kayraltan: ama hala nereye gideceğimizi söylemedin merak ediyorum Ferhat ya söyle

ferhatcalik: gidince görürsün küçük ;)

görüldü, kayraltan

Üzerimdeki beyaz yazlık elbiseyle Ferhat'ın yanına doğru gidiyordum.
Hiç birşey söylememişti nereye gideceğimiz hakkında ve ben deli gibi merak ediyordum.

Sokağın başına dönmem ile birisine çarpmıştım.
Burnum acırken kafamı eğdim.

"Ahh!"

Hangi salak orda beklerdiki bu karanlıkta?

Kafamı kaldırıp tam bir şeyler söyleyecekken gördüğüm yüz ile duraksadım.

"Ferhat?"

O da göğsünü tutuyordu sanırım çok kötü çarpışmıştık.

"Efendim güzelim?"

"Burda ne işin var senin, parkta değil miydin?"

Diye şaşkınlıkla sordum.
O ise bana cevap vermeden elimi tuttu.
Aynı zamanda arkamıza doğru bakıyordu biri görmesin diye.

"Seni burdan almak istedim."

O an o kadar güzeldi ki onu ne kadar çok sevdiğimi tekrar anladım.
Benim için gelmişti, bana birşey olmasından korktuğu için.

Çok basit bir hareket gibi gözükebilirdi ama beni sevmesi bile şu an o kadar mucizeydi ki.

Ama çok güzeldi.

Her şey.

En güzel olan ise Ferhat'tı.

O hayatımdaki en güzel şeydi.

Düşüncelerimden kurtulup birlikte olan ellerimize baktım.
Hala yürüyorduk ve nereye gideceğimizi deli gibi merak ediyordum.

Annem beni Şeyma ile birlikteyim zannediyordu.
Ona yalan söylemek zorunda kalmıştım.
Ama buna değerdi.

İlerden gelen bir taksiyi durdurduğunda merakla tekrar sordum.

"Ya Ferhat nereye gidiyoruz söylesene!"

Takisiye bindiğimizde bana döndü ve gülümseyerek burnuma bir öpücük kondurdu.

"Gidince görürsün Küçük Hanım."

Oflayarak önüme döndüm. Sanki taksici sorduğunda öğrenmeyecektim.

keşke beni sevseydin. | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin