12.Bölüm : "Yapboz Parçaları"

527 169 26
                                    

NF - PARALYZED (Bölümü okurken dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum, tekrar tekrar dinleyin.)

Çok kısa bir bölüm oldu. Yine de ALABORA'nın en sevdiğim bölümü olduğunu söylemeliyim. Keyifle okuyun. Duygusallaştım yazarken umarım sizde de aynı hisler oluşur. Huzurla kalın. Seviliyorsunuz 🖤

♠️

ALABORA 12.BÖLÜM: YAPBOZ PARÇALARI

"Gözyaşları bulutlara yakın kadın'a ithafen."

Bazı anlar zor ve karmaşık gelirdi bana, ne düşündüğümün ben bile farkında olmazdım. Bir çıkmazda gibi hisseder, sürekli düşünceler arasında geçiş yapar bir çıkış yolu arardım. Saçmaladığım olurdu, aniden basan tedirginlik ve korkuyla yanlış konuşurdum.

Dehşet bazen şeytan gibiydi. Dehşet beraberinde birçok şeyi getirirdi.

"Bu ne demek?" diye sordum bakışlarımı ona çevirirken, sadece gözlerime baktı. Oradaki dehşet içindeki kadını seyretti. Sessizliği beni daha da çileden çıkarırken, adımlarım sinirle ona attım. "Sen ne saçmalıyorsun Çınarlı?" diye bağırdım.

"Baban hastanemizde işe başladıktan 1 ay sonra, sen onu ziyarete geldiğin bir zaman gördüm seni." Gözlerimi kırpıştırıp, bir süre ona baktım.

"Yani beni tanıyordun?" dedim sorgularcasına, bakışlarından pek bir şey anlayamıyordum. İnsanların yüzüne bakıp sözcükleri okur gibi okuyan kişiler gibi değildim. Olsam bile Alaz Merih'i anlayamazdım zaten, karmaşık biriydi. Başını esef ile salladığında dudaklarımı kemirmeye başladım. Sinirli ve tedirgin olduğum her an bunu yapardım.

"iyiye gidebilecek her yolun içine ediyorsun ve Alaz Merih bu iş çok tehlikeli bir yere gidiyor. Mete Amerika'ya gittiğinden sonra görüşmeyelim." Diye mırıldandım sessizce. Bakışları daha da donuklaştı.

"Bunu yapma, sadece seni daha önce gördüğümü söylemedim. Adını duyduğumda güller aklıma geldi onlardan getirip çiçeklere baktım sadece, hepsi bundan ibaret." Diye fısıldadı, sesi o kadar pürüzlü ve kısık gelmişti ki, dibinde olmasam asla duyamazdım.

"Bu olan her şey, Korhan ve Mete, sevgili yalanı bir plan mıydı?" dedim büyük bir sakinlikle, düşünmekten kafayı yiyecektim. Dumura uğramıştım, bu seferki darbesi çok ağırdı. O kadar kırgın ve üzgündüm ki sağlıklı düşünemiyordum. Neden bu kadar üzüldüğümü bilmiyordum. Başını iki yana salladı.

"Hayır, değildi."

" Sana neden güveneyim?" diye sordum sert bir sesle, saçlarımı sinirle geriye atıp bakışlarımı onun yüzüne çıkardım. Dün gece beraber uyumuştuk, onunla güzel vakit geçirdiğim anlar olmuştu. Şuan ise darmadumandım. Alaz Merih sürekli bunu yapıyordu, güzel anların hemen arkasında kötü şeylere sebep oluyordu.

"Bana güvenme Lavin,"

""Evime gideceğim." Dedim arkamı dönüp seranın çıkışına ilerlerken. "Seni bırakayım." Dediğinde net bir sesle havuzun kenarından ilerleyip, balkon kapısından içeri girdim. Hızlı adımlarla yukarı çıkıp, onun odasına hızlı adımlarla girdim. Telaşlı bir ruh halindeydim. Yatağın kenarı, dolabın içine her yere bakarak dün gece giydiğim kıyafeti aradım. Banyonun kapısını açarak içerideki eşyaları karıştırdım. Odaya geri dönüp komodinin altına baktım. Saat yere düşüp tok bir ses çıkardığında irkildim ama aramaktan vazgeçmedim. Kitaplığın altındaki çekmeceyi açtım o kadar telaşlıydım ki kitaplar bir bir yere düştü. Sızlayan burnumu aldırmadan hızlı hızlı aradım, ellerim titriyordu. Söyledikleri kulaklarımda çınlıyordu, yaşattıkları en çok da kalbim acıtıyordu. Duygularım yanlış yollara başvuruyordu. Bana güvenme demişti. Bana güvenme!

ALABORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin