22: Bitirmeye o kadar meraklısın yani?

18.1K 1.9K 1.1K
                                    

"Jungkook, babamla ne konuştuğunu anlat artık. Ciddiyim sinirleniyorum"

O gece gerçekten kötü bitmişti. Ben babamın pek üstelemeyeceğini düşünsem de o akşam odadan çıktıktan sonra Jungkookun modu çok kötü düşmüş, üzerinden iki gün geçse de düşüklüğünü korumuştu. Annem o gece olayı toparlamaya çalışsa bile Soobin dahil herkes olayın toparlanamayacağının farkındaydı.

Yemekten sonra sofrayı toplamaya yardım etmeyi teklif etmişti ve annem reddedince ilk defa ısrar etmemiş, resmen kaçmak istercesine bahane uydurup evden çıkmıştı. Babamsa gayet normal bir durummuş gibi rahatça hareket ediyordu. Benden sürekli bir şeyler isteyişi ilk defa beni rahatsız ediyordu. Ona olan sevgimi sorgulamaya doğru gitmekten kendimi alıkoyamıyordum ama sonra bunu yaptığım için de kendimi çok kötü hissediyordum.

"Bir şey konuşmadık. Üsteleme artık-"

"Bir şey konuşmadınız diye o gün resmen kaçtın ve iki gündür doğru düzgün görüşmüyoruz?" Demiş ve histerik bir şekilde gülmüştüm. "Gerçekten inanacağımı ve sormayı keseceğimi falan mı sanıyorsun?"

"Ben bunu konuşmak istemiyorum. Senin konuşmak istemediğin bir konu olduğunda ben merakımdan çatlasam da sormuyorum. Şimdi senden de aynısını bekliyorum"

"Farkındaysan benim babamla konuştun?"

"Senin baban evet. Ama seninle ilgili bir şey değil. Senin üzerinden beni tehdit falan etmedi merak etme."

"Neden böyle davranıyorsun o zaman?"

"Sadece düşünüyorum. Düşünmeye ihtiyacım olduğunu fark ettim"

Sessiz kalmıştım. Kalbim hızlanırken nefesimin ağırlaştığını hissetmiştim. Söylediği şey aklımda direkt olarak bir kelimeyi uyandırmıştı çünkü: Ayrılık.

"Orada mısın?"

Telefondan konuşuyorduk. Evet, bugün de buluşmamıştık.

"Buradayım" demiştim kısık bir sesle. Kendimi kötü hissetmiştim. Tam şu anda üzerine çok gittiğimi, onu boğduğumu fark etmiştim. Benim tek bir arkadaşım vardı ve onun başka yakın arkadaşları da vardı, bu yüzden sürekli Jungkookla takılma şansım oluyordu fakat Jungkookun çevresi genişti. Onunla sürekli buluşarak sosyal hayatından uzaklaştırıyordum. Bunu şu an fark etmem belki de ileride en çok pişman olacağım şeylerden biri olacaktı.

"Sesin değişti" demişti bir an duraksayarak. "Ne düşünüyorsun?"

"Hiçbir şey" demiştim aynı ses tonuyla. Bilerek yaptım bir şey değildi. "Sadece düşünüyordum"

"Taehyung-"

"Jungkook, şimdi kapatsak olur mu? Birazdan akşam yemeği yiyeceğiz, anneme yardım etmeliyim."

"Akşam buluşalım" demişti derin bir nefes vererek. "Olur mu? Çıkman sorun olur mu?"

"Bilmiyorum. Yemekten sonra konuşuruz"

"Tamam. Mesajını bekleyeceğim" dediğinde onaylayan mırıltılar çıkartarak telefonu kapatmıştım. Veda bile etmeyişim onun garipsemesine neden olabilirdi ama o an umursamamıştım. Kendimi kötü hissetmekle meşguldüm çünkü.

Telefonum titrediğinde gözlerimi ekrana çevirmiştim. Jungkooktandı mesaj.

Gönderen: Sevgilim
Yemeğin şimdiden afiyet olsun, sen de kendine iyi bak, görüşürüz.

Ona her zaman ettiğim vedayı etmeyişimi iğnelercesine bir mesaj atmıştı. Bir şey yazmadan ekranı kapattıktan saniyeler sonra tekrar titremesi kalbimi daha da hızlandırmıştı.

Sensitive: TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin