22 • farewell

1.6K 209 129
                                    

Sessizdi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sessizdi.
Koskoca bir köşk tamamen sessizdi.
Köşkün salonunda oturan Chaeyoung'ta bu durumdan farksızdı, içindeki çığlıkları sessizdi. Elleriyle üstüne giydiği okçuluk yeleğinin iplerini bir bir düğümlerken kendisinin de bu durumdan farksız olduğunu düşünüyordu.

Hatta çoğu zaman bunu düşünmüştü. Hayat düz bir yolken neden onun hayatı hep uçurumlarla dolu olmuştu. Bazen pes etmişti bazen yorulmadan kendi yolunu koşmaya devam etmişti ve şimdi buradaydı, yine bir hiçliğe çıkan düşüncelerinin arasında yapayalnız koca salonda oturuyordu.

Biliyordu, her şeye veda etmesi gerekecekti. Oyunun bittiğini çoktan anlamıştı, herkesin av talimatı eğlencelerine gittiği zamandan beri bunun hakkında düşünüyordu. Mektubu okur okumaz  Jungkook'un duyduklarını kabul etmeyen ifadesiyle dışarı çıkıp gitmesi bir olmuştu. Chaeyoung'unda köşkte yalnız kalıp düşünmek için karnının ağrıması konusunda yalan söylemesi zor olmamıştı.

Ne kadar zor diye düşünüyordu Chaeyoung. Sevdiği kişinin hislerinin de aynı olduğunu puslu bir gece de öğrendikten sonra eline geçen bir mektup ile her şey berbat olmuştu. Hayat ona karşı çok acımasızdı.

Birkaç dakika daha salondaki duvar saatinin tik-tak seslerinin birbirine karışmasını dinleyen Chaeyoung, ne yapacağı hakkında düşünmeyi bile bitirmeden karşısındaki duvarın önünde beliren karartıyı gördü.

Siyah dumanların arasından dönerek çıkan Seulgi'nin buraya ışınlandığını anlamak zor değildi, ne de olsa o bir cadıydı. Kendisi de, duyguları da cadı  kalıbının dışına çıkamayacak kadar kötülük barındırıyordu zaten.

Seulgi'yi uzun süredir görmemiş olan Chaeyoung şaşkınca ona bakarken Seulgi hiçte şaşkın bir ifadeye bürünmemişti. Chaeyoung'un aksine Seulgi, onu cam küresinden sürekli izlemişti ve ne yaptığını adım adım takip etmişti.

"Uzun zaman oldu." dedi Seulgi gülümseyerek. Uzun zaman olmamıştı, yalandı. Buraya gelmesinin sebebi bile Chaeyoung'u izlerken şahit olduğu o mektuptu.

Yazılan onca satır, onca söz her şeyi değiştirmeye başlamıştı bile ancak Seulgi buna izin vermeyecekti. Oyunu başlatan kişi oydu  ve oyunu istediği zaman bitiren kişi de o olacaktı.

Siyah saçlarıyla oynayarak Chaeyoung'un yanındaki yerini alan Seulgi, genç kızın suratındaki korku dolu ifadeyle bir kahkaha attı. Merak ediyordu onu korkutan şey neydi? Oyunun biteceğini sanması mı yoksa kazandıklarını kaybedecek olma ihtimali miydi?

"Gideceksin," dedi Seulgi direk konuya dalarak. Vakit kaybetmenin anlamı yoktu. "Mektupta yazdığı gibi Prenses Rose'nin ülkesine gidip oyunumuzu orada devam ettireceksin."

Bu sözleri işitmesiyle tıpkı Seulgi gibi bir kahkaha da Chaeyoung attı. Seulgi'nin onu bir kukla olarak görmesi kendisini güldüren asıl nedendi.

"Hayır, gitmeyeceğim."

Nefretle fısıldayan Chaeyoung'un sesi kısık ve titrek çıkıyordu. Üstüne yapıştırılan Prenses Rose muamelesinden ve oynadığı oyundan bıkmıştı.

legend あ rosekookWhere stories live. Discover now