1.Bölüm 🌙| Gizemli Yabancı

6.6K 294 549
                                    

Yazar

"KAHRETSİN YİNE GEÇ KALDIM!"

Genç hanım yatağından düşerek her sabahki rutinine başlamıştı. Bu rutin, liseden beri hep böyleydi ve genç hanıma göre hiç değişmeyecekti.

Çabucak yüzünü yıkayan genç hanım, kahvaltıyı es geçti. Zaten sabah kalktığında aç olmazdı. Genelde uykusu tamamen açılınca ancak acıkırdı. Bu da saat 09.00'u bulurdu.

"Önce şu çantayı halledelim."

Çalışma masasının üzerinde yığınla defter, kitap ve kalem vardı. Onları bir çırpıda çantasına attı. O sırada telefonu çaldı.

"Alo?"

"Mari bugün alışverişe gideceğiz unutma."

Genç kız alnına vurdu. Buluşmayı yine yine ve yine unutmuştu.

"Mariiiiii."

"Geleceğim, geleceğim tamam. Bugünlük çalışmayı ekelim bakalım. Zaten kapatıcım bitmişti."

"Şaşırmadık."

"Neyse okula geç kaldım zaten kapa daha üzerimi değiştireceğim."

"Bak buna da şaşırmadım."

"Alya kapatıyor musun yoksa yüzüne mi kapatayım?"

"Kapattım kapattım, hadi bay bay."

"Bay bay."

Genç hanım dolabın başına geçti. Ne giymeliydi?

"Gayet iyi." Dedi aynanın önünde elinde tuttuklarına bakarken. Hemen üzerini değiştirdi.

Genç hanım hemen makyaj masasının önüne geçti. Gece mavisi saçlarını ensesine yakın bir biçimde topuz yaptı ve kalemle tutturdu. Ardından kapatıcısını eline aldı.

"Kaldı mı acaba?"

İlk defa şanslı gününde olan genç hanım son kalan kapatıcısını da morarmış gözaltına sürdü. Çalışmaktan göz torbaları çökmüş, gözaltında mosmor halkalar oluşmuştu.

Saate baktı. Saat 07.15, hatta tam o an gözünün önünde 07.16 olmuştu. Ve saat 08:00'da dersi vardı.

"Offff daha otobüse bineceğim ya."

Hemen odasından çıktı. Masasının üzerinden kulaklık ve şarj cihazını aldı. El çantasına bir iki makyaj malzemesi attı. Anahtarını da unutmamıştı. Balkon ve pencere camlarını son kez kontrol etti. Evde tek yaşıyordu. Anne ve babası, doğduğunda onu terk etmişlerdi. Bunu çok az kişi bilirdi. Sadece çok samimi olan dostları. Genç hanımın arkadaşlık hakkında felsefesi şuydu;

Yıldızlar kadar çok arkadaşın olacağına, ay gibi parlayan bir tane dostun olsun.

O da böyle yapmıştı. Sadece belli başlı kişileri hayatına almıştı. Herkese güvenemiyordu. Hatta hayatın kendisine bile güveni yoktu. O daha çocukken anlamıştı hayatın toz pembe olmadığını. İlk kazığı anne ve babasından yemişti. Sonra da ilk aşkından.

Evden çıktı ve biraz yürüdü. Otobüs durağına varmadan hemen yolunun üzerinde bir kafe vardı. Her gün okula gitmeden oraya uğrar kahve alırdı. Oraya girdi.

"Ooo günaydın Marinette."

"Günaydın. Bana bi-"

"Filtre kahve?"

"Evet ondan."

"Tanıyoruz artık seni. Kahven az sonra geliyor."

Birkaç dakika içerisinde kahve gelmişti bile.

Yasak - Miraculous Where stories live. Discover now