15.Bölüm 🌙|Yin Yang

1.5K 164 257
                                    

Marinette Dupain-Cheng

Elimde bavul, iki gün sonra tekrar akademiye dönüyordum. Birkaç eşyamı saraya bırakmış, kalanlarını ise almıştım. Mektuplar ve kitap hala bendeydi. Babama arşivden aldığım kitap bitmedi, akademiye götürebilir miyim diye sorduğumda kabul etmişti. Tek şartı, kitaba zarar vermeden geri getirmemdi.

Odamızın kapısının önüne geldiğimde daha kimse gelmemişti. Beklemeye başladım. Bir yandan onları çok özlemiştim. Daha yeni tanıştığım insanlar beni kendilerine o kadar alıştırmıştı ki, onlarsız yapamaz olmuştum. Chloe çok iyi bir kız arkadaş hatta kardeşti. Luka da tıpkı bir abi gibi davranırdı. Ve Adrien...

O sırada, insan lafının üstüne gelir misali hızla yanıma Adrien gelmişti. Bavulu bir köşeye atıp hemen bana sarılması ile küçük bir şok geçirmiştim. Hemen kendimi toparladım ve bende ona sarıldım.

"Özlemişim seni." Yüzüme küçük bir tebessüm kondu. "Bende seni."

O sırada insanlar yine ve yine bize bakıyorlardı. ""İstedikleri gibi bakabilirler. "" Aynı anda konuşmamıza gülerek birbirimizden ayrıldık. Küçük bir tebessümle gözlerimizin içine bakarken birden ortamızdan Chloe'nin geçmesi ile irkildim. Ona döndüğümde Luka ile ile sarılmışlardı.

"Demedi deme, olacak bu iş." Adrien'ın laflarına kıkırdadım. O sırada birden arkamızdan bir ses geldi.

"Hoşgeldiniz, gençler!" Bu Bayan Azura idi. Adrien ve bana, sonra da Chloe ve Luka'ya uzun uzun baktıktan sonra konuşmasına devam etti. "Böyle ulu orta yaptığınız sevgi gösterileri, hoş değil."

""""Afedersiniz, Bayan.""""

Bavulları alıp içeri geçerek kapıyı kapattık ve yaslandık. Birbirimizin yüzlerine baktığımızda gülmeye başlamıştık.

"Kıskandı mı ne?" Luka'nın sorusu ile daha çok gülmüştük.

"Aç olan?"

"Ben ve midem."

"Luka, miden de sen sayılıyor zaten."

"Olabilir ama bu beni ilgilendirmez."

"Anlıyorum..." Diğerlerini yine bir gülme alırken ben hafifçe kıkırdayarak mutfağa girdim.

Aradan geçen bir saate güzelce karnımızı doyurmuştuk. Beraber sofrayı topladık ve masaya tekrar oturduk.

"Evet, kim başlamak ister?" Kimseden ses çıkmadı. "Ay aman, ben başlarım o zaman." Dedim ve kalkıp odama ilerledim. Bavulumdan kitap ve mektupları alarak odadan çıktım ve tekrar masaya döndüm.

"Bana ve Kagami'ye bir mektup ve Bayan Azura'yı anlatan bir kitap."

"Kagami kim?"

"Kuzenim. Karanlıklar varisi. Sarayda tanıştık. Bana... Bana pek iyi biri gibi gözükmedi. Ayrıca şuna bakın." Dedim zarfı göstererek. "Yarı Ay yarı Güneş sembolü var. Ayrıca beyaz değil siyah bir sayfaya yazılmış. Bu normal mi?"

Masayı bir sessizlik kapladı. Hepimiz mektuba bakıyor, konuşmuyorduk. O sırada Adrien aniden yerinden kalkıp odasına, daha doğrusu odamıza yöneldi. Birkaç dakika içinde elinde bir kitap iki zarf ile geri döndü.

Yasak - Miraculous Where stories live. Discover now