PRESENT

1.7K 129 15
                                    

Yorum yapıp oy vermeyi unutmayın❤️
İyi okumalar.
Sonunda düğün saçmalığı bitmiş ve eve gelmiştik. İkimizin de yorgun olduğu belli oluyordu. Biraz daha ayakta kalırsam bayılacaktım.
İçeri girer girmez merdivenlere doğru yürümeye başladım. Bir an önce kendimi yatağa atmak istiyordum.

Jungkook da kendisini salondaki koltuğa atmıştı.
Vakit kaybetmeden odaya girdim.  Üzerimdekiler çıkarıp duşa girmek istiyordum. Elimi gelinliğin fermuarına götürdüm.
Gelinliğe zarar vermemek için hafif davranmaya çalışmıştım ama fermuar bir anda takıldı.

Birkaç dakikadır uğraşmama rağmen fermuarı açmayı bir türlü başaramıştım. Sıkıntıyla nefesimi üfledim. Aşağı inip Jungkook'dan yardım istesem garip olur muydu?

Sonunda pes edip Jungkook'un yanına gidecektim ki kapıyı açtığım sırada onu gördüm.
"Ben çıkıyorum." Dediğinde bakışları üzerime takılmıştı. Baştan aşağı beni süzdükten sonra alaycı bir ses konuşmaya başladı.
"Bakıyorum da gelinliği çok sevdin. Çıkarmamışsın." Dediğinde gözlerimi devirdim.
"Saçmalama. Fermuar sıkıştı çıkaramıyorum."

"Yardım istiyor musun?"diye sorduğunda kafamı hızlıca evet anlamında salladım.

Arkamı döndüğümde o da yavaşça bana yaklaşmıştı.
"Bugün iyi günün herhalde? Yardım istiyor musun diye sormalar falan." Derken saçlarımı önüme aldım.

"İstersen etmeyyim Hae Won. Gelinlikle uyu."' Dediğinde sadece gözümü devirmekle yetinmiştim. Bir şey daha söylersem yardım etmekten vazgeçerdi. Elleri yavaşça sırtıma giderken nefesimi tuttum.

Fermuarı yavaşça aşağı çektiğinde "Bu cidden sıkışmış." Dedi.
'Hadi canım?' Diye geçirdim içimden. Zevkine yardım istemiştim ben çünkü.

Birkaç kere sertçe fermuarı aşağı ittirdi ama tık yoktu. Sıkıntıyla üflediği nefesi tenime çarptığında tüylerim diken diken olmuştu.

Bu sırada fermuarı açmayı başarabilmişti. Hala anlamsız bir şekilde nefesimi tutarken Jungkook bu durumu fark etmiş olacak ki
"Bu kadar heyecanlanmana gerek yok." Dedi.Sesinde alay vardı.

Gözümü devirdim. "Ne alakası var?" Dediğimde beni takmamıştı.

"Ben çıkıyorum. Bizimkilerle buluşacağız." Dediğinde bir şey demedim. Ne yaparsa yapsın umrumda değildi.
Odanın kapısını kapatır kapatmaz gelinliği üzerimden sıyırdım.
Banyoya gidip sıcak suyla doldurduğum küvete girdim.

———
Sabah alarmın sinir bozucu sesiyle uyanmıştım. Ev sessizdi. Büyük ihtimalle Jungkook gece geç gelmişti ve hala uyuyordu.
Bir şeyler yiyip okul için hazırlanmam gerekiyordu.

Ayrıca Jungkook'u görünmeden evden çıkmak istiyordum. Onunla muhattap olmak istemiyordum.
Dolabın kapağını açıp siyah bir pantalon ve krem rengi kazak çıkarıp giydim.
Mutfakta kendime yiyecek bir şeyler hazırlarken dış kapının açılma sesiyle kaşımı çattım.
Eve yeni mi geliyordu? İçimi tarif edemediğim bir his kapladığınla onu görmek için koridora çıkmıştım.
Saçları dağılmıştı ve yorgun gözüküyordu. Sesimi düz tutmaya çalışarak sordum.
"Günaydın diyeceğim de pek uykunu almış gibi değilsin."
Cümlemi bitirdiğimde dedikleri takmayarak
"Babam bizi çağırdı. Hazırlan birazdan çıkarız." Dedi.
Nedenini sorgulamak bile istemiyordum. Büyük ihtimalle bizi rahatsız etmeye çalışıyordu.
Aslında bugün dersim vardı ama düğünün ertesi günü okula gitmek saçma olurdu.

———

———

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Run To You/JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin