♧ BÖLÜM ●27● ♧

231K 5.8K 4.2K
                                    

Hellö 💦


N

e olmuştu az önce?

Buradaki insanlar kimdi?

Bir süre öylece bekledim ve farklı bir atak aradım. Ama sessizlikten başka hiçbir şey yoktu. Çıt duyulmuyordu.

Bu sessizliğin içerisinde delirmemek elde değildi. Yavaşça öne doğru bir adım atmayı denediğimde ise ilerideki kapı aralandı. Dışarıdan sızan ışıkla birlikte önümdeki boşluğu fark ettim. Az önce insanlarla dolu olan o aralık boştu ve onca insan sanki bir anda yok olmuştu.

Kapıyı aralayan insanı görmek için bir adım daha attığımda ise bir siyahlık belirdi. İçeriye uzun bir gölge düştü ve gittikçe küçüldü.

Kim geliyordu?

En ufak bir fikrim dahi yokken korku ile kalp atışlarımın arasına tutsak kalmış bir hâlde bekledim.

Kapı daha da açıldı ve içeriye daha da çok ışık girdi. Çevreme acele ile bakındım. Hiç kimse yoktu. Herkes gitmişti.

Korku tohumları bedenimde daha yeşermeden yenileri oluşmaya başladı. Gözlerim yeniden kapıyı bulduğunda ise derin bir nefes alıp yutkundum. Uzun bir siluetti oradaki adam.

Anlam veremediğim bir hissiyatla büründüm. Orada olan insanın sanki 08 olabileceği düşüncesi beni kavurdu.

Öylece bekliyordu.

Ben de bekliyordum.

İçeriye doğru bir adım atmak için hareketlendi. Onun burada olduğu düşüncesi ile sarmalanırken sanki farklı bir dünyaya atılmış gibi hissediyordum. Bu kadar sessizlik normal miydi? Bunca insanın içerisinde yalnız kalmak ve onun gerçekten de karşımda olabilmesi mümkün müydü?

Neden tanıdıkmış gibi hissediyordum?

Yutkundum.

İçimde akıl almaz bir yan onu görmek için beni dirayetli bir şekilde iteklerken diğer yanım sanki onu görmem katiyen yasak ve olanaksızmış gibi davranıyordu.

Dirayetli yanımın bu baskısına alışık değildim.

Nasıl bir yan beni itekliyordu, nasıl bir yanın istilasına uğramıştım en ufak bir fikrim yok. Tek bildiğim onun beni karşımda canlı canlı izliyor oluşuydu.

Korkmalıydım.

O uzun duran, tahmin ettiğim kadar iri olan adamdan korkmalıydım.

Oydu işte. Karşımda duruyordu. Aylardır beni bir telefona hapseden adam, sırf formalarıma karşı zaafı tutturmuş olan adam oradaydı. Nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde kocaman yerde yalnızdık.

Korkmam gerekiyordu ama korkmuyordum. Sanki burnuma tanıdık bir koku ilişmiş de orada gibi. Sanki onu tanıyormuşum gibi.

Yüzünü anımsamaya çalışıyordum ama nafileydi. Böyle bir adamı sittin sene hatırlayamayacakmışım gibi geliyordu.

Neden gelmişti?

Daha az önce benimle canlı yayından konuşmamış mıydı? Her zamanki yerinden üstelik. O zaman buraya nasıl hızlıca gelebilmişti?

Oydu.

O 08'di.

Emindim.

İçimden itiraz edemediğim bir ses onun olduğuna emindi.

Dudaklarımı aralayıp tek kelime etmek istedim. Ağzımı açıp ona tek bir şey söylemek istedim ama ne söyleyeceğimi bilmiyordum.

O ise bir adım daha attı ve simsiyah gölgesi bir adım daha bana yakınlaştı.

V.I.P 08 KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin