7. bölüm

1.5K 114 46
                                    

Her kese merhaba, yine 3klık bölümle ben geldim! 🥺
Bölümlerin uzunluğu sizi sıkmıyor, değil mi?🥺
Bu arada yorumlarınızla beni motive ettiğiniz için çok teşekkür ederim.🥺
Sizi çoook seviyorum.🥺
Keyifli okumalar.🥺

Not: Medyadaki şarkıyla okumanızı öneririm.🥺



İpeksi sarı saçları beline kadar uzanan genç kız, kahküllerinin ardında gizlenen hüzünlü bakışlarını, irisleriyle birebir aynı renk olan masmavi gök yüzüne çevirdi. Gözlerinin dolmasını engellemek için üstün bir çaba sarf ettikçe boğazındaki yumru onu daha da boğuyordu. Konuşmanı çabucak bitirmek, canı çıkana kadar ağlamak, bu boğulma hissinden bir an önce kurtulmak istiyordu. Çiçek desenli elbisesinin kırışıklıklarını ince elleriyle düzelterek derinden nefes aldı. Çıtırtı seslerini duyduğunda ilk ve son aşkının geldiyini anlamıştı. Saçlarını savuran hafif rüzgarla sesin geldiyi tarafa döndü ve hüzünlü yüz ifadesini anında değiştirdi.

"Lalisa sen çok güçlü bir kızsın."

Zihninde yankılanan sese aldırmadan kollarını açarak kokusunu deli gibi özlediği bedene sıkı sıkı sarıldı. Herşeyi önceden görürken, konuşmayı ve her şeyi yapmayı planlarken, yolda gelirken, hatta sevgilisini beklerken bile tuttuğu gözyaşlarının gözlerinden birer birer firar etmesine izin verdi. Dakikalarca ona sarıldıktan sonra yavaşça geri çekildi. Bir daha bakamayacağı gözlere son bir kez daha hayranlıkla baktı. Bu dünyaya bir daha gelirse, bu bakışları, bu gözleri, içinde gördüğü saf parıltıları hatırlamak istiyordu.

"Lisa, neden bana öyle bakıyorsun? Ağlıyor musun sen?"

Karşısındaki beden, sevgilisinin ruh halinin neden böyle olduğunu çok iyi bilse de, her zaman yaptığı gibi bunu da bilmemezlikten geliyordu. Bakışlarıyla birbirilerini anlayan bir çift olsalar da, sanki kelimeleri açık açık söylemek ona zor geldiği için Lalisanın konuyu açmasını bekledi.

Lalisa son bir kez sevgilisine karşı tüm duyguları yaşamak istiyordu. Farketmiyordu, öfke, üzüntü, mutluluk..

"Bilmemezlikten gelme." dedi kaşlarını çatarak. Soobin, onun aniden değişen bu ruh haline afallasa da, bir şey diyemedi.

"Ablanla evlenmeyeceğim. Biz de kaçalım onlar gibi." Soobin büyük bir kararlılıkla kaşlarını çatmış, kendinden emin olduğunu göstermek için sevgilisinin gözyaşlarını gördüğü anda düşen omuzlarını dikleştirdi.

Lalisa aklına dolan düşüncelerle gözlerini yumdu, derinden bir nefes aldı ve bir şey demeden bembeyaz boynunda yıllardır taşıdığı kolyeyi çıkardı ve sevgilisinin avucuna bıraktı. Bu haraketiyle şaşıran Soobin gözlerini kocaman açarak gittikçe sönen bakışlarını parlak kolyeye çevirdi.

"Çı-çıkarmayacağına sö-söz vermiştin." dedi fısıltıyla. Kendisi bile zor duymuştu cümlesini. Bu kolyenin anlamı ikisi için de büyüktü ve Lalisanın bunu yapmasının da anlamı büyüktü.

"Bu kolyeye çok iyi bakacağını biliyorum."

Aşkları bitiyordu.. Ya da Soobin öyle zannediyordu..

Lalisaysa sevgilisinin bu haline içi cayır cayır yansa da, onun gözlerinde kaybolduğu ilk anı hatırlayarak yüzüne en sıcak gülüşünü yerleştirdi. Göz pınarlarındaki parlak yaşlar sönük bakışlarıyla tezattı ve bu tezatlık en çok Soobinin canını yakıyordu..

Ormanda sadece kuşların sesi duyuluyordu, fakat bu ikili için dünya durmuş, sesler kesilmiş, sadece onların olduğu bir evrendelermiş gibi birbirlerinin gözlerinin içinde kayboldular. Lalisa zarif avuçlarının arasına sevgilisinin kızaran yanaklarını alarak onun dudaklarına tatlı bir öpücük kondurmadan önce fısıldadı..

I still want you | TaekookWhere stories live. Discover now