Taoist keşiş baskı altında titredi. Yinede kemiği almak için elini uzattı, kemiği aldığı anda kaçacaktı. Adalet kimin umurunda ? Dünya çıkarlar üstüne kuruluydu.
Nihayetinde aklından geçenleri kimse fark etmemişmiydi ? Burada ki insanlar arasında en genci Nicolastı ve ondan sonra ki en genç ile arasında bir kaç yüz bin yıl yaş farkı vardı.
Bu uzmanların görmediği ne kalmıştı ? İhanet onların en aşina olduğu durumdu kimse babasına bile güvenmedi haliyle Taoist Keşişin aklından geçenleri anlamaları çok basitti.
Taoist Keşiş baskı altında ezilirken direndi, dişlerini sıktı. Nicolasa yine de öldürme isteğiyle baktı Nicolas onu açık açık hedef haline getirmişti, kemiği alıp kaçsa bile gezegenin tamamında aranacak ve avlanacaktı zira herkes onun elindekini biliyordu.
O an öne çıktığı için çok pişman oldu. Nicolasa saldırmadan önce konuşmamalıydı, nereden bilebilirdi ki bu yirmilerinde ki adamın böyle bir tuzak kurabileceğini ?
Taoist keşiş parmaklarını kemiğe uzattı tam kavramak üzereydi ki her açıdan kemiğe ulaşmak üzere olan elleri gördü. Gözleri anında değişti gücünü açığa çıkarttığı anda Nicolas gülümsedi." İlahi Yıldırım Felakati..." Nicolas söylediği anda kemiğin içinden kırmızı yıldırımlar fırladı. Bu Nicolasın en basit tuzağıydı hazırlamak için tek yapması gereken kemiğe dokunmaktı, Gerçek Qi ye gelince Nicolas zaten kaynağıydı.
Yaşayan yaratıklara verebilirse ölü kemiklere yada taşlara da verebilirdi. Bu aptal yetiştirici sürüsü çok dikkatsiz hareket etmişti.
Kan kırmızısı yıldırımlar anında herkesin vücuduna çarptı. Bir anda heyecanlı sahne acı dolu çığlıklar, cızırtılar ve yanık et kokusuyla değişti.
Bazıları hala tekminliydi, kendilerini koruyacak hazineleri vardı ama pek çoğu körü körüne aç gözlüydü ve kırmızı yıldırımlar altında ölmüştü.
Nicolasın yüzünde ki hafif gülümseme havada uçan kan ve et parçalarıyla birlikte görüldüğünde korkutucuydu.
"Bu çocuk gerçekten İblis..." dedi.
"ŞEYTAN! O GERÇEK BİR ŞEYTAN! " Ölen Taoist Keşişin arkadaşı olan bir başka Taoist keşiş Nicolası şeytan ilan ederek haçlı seferi için haklı sebep yarattı. Ne yazık ki Nicolası fazla hafife alıyorlardı.
Nicolas sadece gülümsedi," Mutlak güç karşısında hiç bir şeyin anlamı yoktur... Kendinizi haklı çıkartmaya çalışmanız sizi öldüreceğim gerçeğini değiştirmez! Haklı çıkmanız da aç gözlü piçler olduğunuz gerçeğini değiştirmez! Tek gerçek olan güçtür! Kazanan kral kaybeden hırsız! Gelin!" Nicolas yumruğunu sıktı ve sırtını dikleştirdi. Yüzünde büyük bir gülümseme belirdi, şuan onun ifadesini gören herhangi bir eski düşmanı korkudan kendisini öldürürdü zira Nicolas savaştan zevk almaya başlamıştı.
"Öldürün!" İlk kim bağırdı kimse anlamadı ama büyük bir sürü halinde herkes Nicolasa atıldı çoğu tekniklerini aktif etti. Karanlık gökyüzünü aydınlatan her renkten devasa teknikleri Nicolasa doğru atılırken Nicolas elini kaldırdı ve havaya bir yumruk attı.
Hava katılaşıp bir anda tekniklere devasa bir yumruk çarptı, aynı anda binlerce teknik yok olurken izleyenler soğuk havayı içine çekti.
Nicolas tekrar elini kaldırdığında bu sefer bir parmağını işaret ediyordu.
"Yıkım Parmağı Bir." Nicolas Yıkım Parmağı tekniğini çalıştırdı ve gökyüzünde devasa bir el ortaya çıktı.
Korku dolu gözler aynı anda devasa ele döndü.
YOU ARE READING
Kaderimi Kendim Yazarım! (3.Kitap-Birinci Döngü)
FantasyNicolas büyük bir güç kazandı fakat çok daha zor olan bir yola adım attı yolun sonu belirsiz süreç ise çok zorluydu. Lea'nın Samsara Döngüsüne girmesi ve kendi yıkım döngüsünü başlatmasıyla birlikte tahmin edilemez bir hayat onları bekliyordu. Sevgi...
