1

2.9K 213 51
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

'the neighbor'

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

'the neighbor'

Aşırı sıcak bir yaz günüydü ve ben ise bu kavurucu sıcağın altında balkonumdaki yığılı çöpleri temizliyordum.

Her bir çöpü poşete atarken aklımda tek bir isim vardı, Jeon Jungkook. Kendisi hiç haz etmediğim, göbek adı gıcık olan yan komşumdu. Hayatının her saniyesi bana huzursuzluk vermek için uğraşır ki başarılı olurdu.

Merak etmeyin, uğraşlarının karşısında çokta güzel karşılık alıyordu.

Geriye sadece birkaç çöp kaldığında birisinin kıkırdadığını duymuş gibi oldum. Kafamı sinirle kaldırıp etrafta gezdirdiğim sırada hiç şaşırmayacağım bir görüntüyle karşı karşıyaydım. Yan komşum, onun çöplerini temizliyor oluşumdan zevk alarak beni izliyordu.

Sinirle bir nefes bırakarak ona döndüm.

"Seni pislik herif! Bütün çöplerini ne diye balkonuma atıyorsun?" diye cırladığımda yüzünde şaşkın ama bir o kadar da keyifli bir ifade vardı. Bu ise onun suratına ıslak balıkla vurma isteğimi daha çok arttırıyordu.

"Benim attığımı nereden çıkardın?" dedi oyuncu bir şekilde. Başını balkonuma doğru uzattı ve muhtemelen çoktan domates gibi kızarmış suratıma bakarak kocaman bir kahkaha patlattı.

Elimdeki, çöpleri toplamak için kullandığım çubuğu ona doğru savurduğumda hızla geri çekildi ve balkonundaki taburede duran yem pakedini alarak sarmaşıklar içindeki küçük kuş yuvasına ilerledi. Birkaç hafta öncesinde onun balkonuna birkaç kuş gelmiş ve balkonunun kenarına yuva yapmışlardı. O günden sonra ise Jungkook'ta onlar için bir alan yaratmış ve yem almıştı.

Hayır, onun ne yaptığını izlediğim falan yok. Herneyse.

Ben ona bakmayı sürdürürken o yemi yuvanın içine boşaltmıştı. Onun bu umursamazlığıyla sinir katsayımın her geçen saniyede daha da arttığını hissediyordum.

O sırada ikimizi de şaşırtan bir şey oldu.

Bu kavurucu Seul sıcağında gök gürledi. Tanrım, dalga mı geçiyorsun?

Jungkook'ta benim gibi ne olduğunu anlamak istercesine gökyüzüne bakıyordu. Ben ise son kalan çöpleri de çöp poşetine doldurdum ve hızla balkonun üstündeki şeffaf tenteyi indirmeye başladım. Balkonuma su girmesini hiç ama hiç istemiyordum. Bu çöplerin üstüne birde balkonumda havuz ortamı olmamalıydı.

Tenteyi tamamen indirdiğimde balkonumun korkuluklarına saksı tutucuları koyup içinede saksıları yerleştirdim. Madem yağmur yağıyordu bende bunu çiçeklerimin yararına kullanırdım.

Benim aksime yağmurun yağmasından hiç mutlu olmayan komşum ise asık bir suratla balkonunun üstünü kapatmış bana bakıyordu.

Yağmurdan nefret ediyordu ve bunca zamandır komşusu olan ben, bunu en iyi bilenlerdendim.

"Ay, sen yağmurlu havaları sevmiyorsun değil mi?" diyerek dalga geçtiğimde gözlerini kıstı. Sadece birkaç dakika önce o benimle bu şekilde dalga geçiyordu. Karma, sürtük.

Surat ifadesi hiç değişmeksizin bana bakmayı sürdürürken alaylı olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. "Çok bakma," evime girmeden önce sesli bir şekilde konuştum.

"Bu muşmula suratınla çiçeklerimi falan soldurursun sen."

the neighborWhere stories live. Discover now